Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18223 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5807 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2014NUMARASI : 2012/357-2014/527Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 17/11/2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalılar ve vekili Av. B....Ö... geldi. Karşı taraf bir kısım davacılar vekili Av. A.. Y.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi N.. Y..'ın 03/12/2011 tarihinde 84 yaşında beyin tümörü hastalığı nedeniyle dul olarak vefat ettiğini, muris Nuri'nin ölümüne müteakip Beyoğlu 15. Noterliğinin 18/05/2000 tarih ve 1254 yevmiye sayılı vasiyetname bıraktığının ortaya çıktığını, İstanbul 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1308 esas sayılı dosyası ile vasiyetnamenin açılmasına karar verildiği, vasiyetnamenin yasanın aradığı şekil şartlarından yoksun olduğunu, murisin vasiyetname düzenlenirken temyiz kudretinin olmadığını, vasiyet iradesinin muris üzerinde oluşturulan korkular nedeniyle oluşmuş olduğundan batıl olduğunu, murisin vasiyetnameyi oluşturan iradesinden daha sonra vazgeçtiğini, murisin vasiyetnameyi yaptığında 73 yaşında olduğunu, beyninde tümör olduğu ve aynı zamanda şizofreni hastası oluğu, bu nedenle düzenlediği vasiyetnamenin sonuçlarını anlayabilecek temyiz kudretine sahip olmadığını, murisin bizzat kendisi tarafından Şişli C.Başsavcılığına şikayet dilekçesi vererek kendisinin şizofreni hastası olduğunu, devamlı doktor kontrolünde bulunduğunu, kendisinin yaşlılığından, unutkanlığından ve kurgularından istifade ederek kendisinin oğlu M.. Y.. tarafından yönlendirildiğini, davalı tarafından kızları ile babasının irtibatının kesildiğini, davalının tek erkek evlat olduğunu, babasının yanında çalışarak ve onun gelirinden istifade ederek yaşamını sürdürdüğünü, babasının sağlığında dahi adına kayıtlı gayrimenkulleri kendi adına geçirttiğini, mal edinirken parasını murisin vermesine rağmen davalı kendi adına tescil ettirerek diğer mirasçılara mal kalmasına engel olduğunu, hatta en son murisin adına kayıtlı taşınmazları vasiyetname yolu ile elde etme çabasına girdiği, yaşlı ve hasta olan murisin yalnız kalma korkusuyla ve hastalığının da etkisiyle oğlu davalının telkinlerinin dışına çıkmadığını, bu işlemlerden dolayı pişman olarak kızlarını aradığını ve durumu anlattığı, murisin davalı olmadan hiçbir şekilde dışarı çıkmadığı, torunları ve kızları ile davalı olmadan görüşemez hale geldiğini, ancak bir gün fırsat bulan murisin torunu N.. A..'ı arayarak kendisini tapuya ve Savcılığa götürmesini istediği ve torununa oğlunun mal varlığını ele geçirmeye çalıştığını beyan ettiği, vasiyetname davalının murisi korkutma ve zorlaması neticesi düzenlendiği, bu nedenle iptalinin gerektiği, vasiyetnamenin geçerli kabul edilmesi halinde dava konusu vasiyetnamede vasiyetle yapılabilecek tasarruf sınırını aşıldığından tenkis hükümlerinin uygulanmasının gerektiği ileri sürerek vasiyetnamenin iptali mümkün olmaz ise tenkisini talep ve dava etmiştir. Davalı M.. Y.. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın kötü niyetli olarak davayı açtığını, vasiyetnamenin resmi şekilde yapıldığını, bütün şekil şartlarının yerinde olduğunu, M.. Y.. ve Y.. O.. adlı tanıkların da vasiyet sırasında noterde bulundukları, murisin vasiyet sırasında temyiz kudreti olduğunun tıbbi raporlar ile sabit olduğunu, kendisinin vasiyet yapma yeteneğine saip olduğunu ve okuryazar olduğunu Noter tarafından vasiyetname düzenlenirken vasiyetname metnine yazıldığı ve ayrıca Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hast. Eğitim ve Araştırma Hast. Baştabipliğinin 18/05/2000 tarih ve 2050 sayılı raporda akli melekelerinin yerinde olduğunun belgelendiğinin de not olarak düşüldüğünü, davacının dayanağı olarak gösterilen Savcılık şikayeti ile ilgili gerçeğin gizlendiğini, Savcılığa verilen şikayet dilekçesinin tarihinin 23/06/2010 olduğu vasiyetin ise 15/05/2000 tarihinde düzenlendiği, şikayet dilekçesi ile vasiyet arasında 10 yıllık bir zamanın bulunduğu, murisin şikayet dilekçesinin ardından Polis Merkezine ve C.Savcılığına giderek şikayet dilekçesini yalanladığını, baskı ile vasiyet yaptırıldığı iddiasının asılsız olduğunu, Noter ve iki şahit huzurunda yapılmış olan vasiyetnamenin korkutma sonucu yapıldığını iddia edilmesinin mümkün olmadığını, yine müvekkilinin murisin malvarlığını üzerine geçirdiği iddiasının da gerçek dışı olduğunu, vasiyetnamede tasarruf nisabı aşılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Birleşen 19.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/576 esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin murisi N.. Y..'ın oğlunun korku ve telkinleri ile yaptığı Beyoğlu 15. Noterliği'nin 18/05/2000 tarih ve 12514 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin iptaline, aksi halde müvekkilinin mahfuz hissesine tekabül eden kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/362 esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili B.. B..'nun murisi N.. Y..'ın 03/12/2011 tarihinde vefat ettiğini, diğer mirasçıların beyanlarına göre murisin gerçek iradesini yansıtmayan vasiyetnamede murisin neredeyse tüm mal varlığını davalı oğluna bıraktığını, vasiyetnamenin yanında ayrıca muvazaalı devirler ile murise ait bir kısım taşınmazların davalılara satış yoluyla devredildiğini, vasiyetnamenin iptali için diğer mirasçılar tarafından İstanbul 16. ASHM'nin 2012/357 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, dava konusunun iş bu dava ile aynı olduğunu beliterek dava dosyasının İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/357 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller, tüm dosya kapsamı, dinlenen tanık beyanları, noterde vasiyetname düzenlenirken hazır olan tanık Yakup Ocak'ın beyanı, vasiyetname düzenlenirken davalı M.. Y..'ın murisle birlikte notere giderek vasiyetnamenin düzenlenmiş olması, vasiyatname düzenlenirken hazır olan tanıkların davalı M.. Y..'ın isteği üzerine tanıklık yapmış olmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde murisin davaya konu vasiyatnameyi aynı binada farklı dairelerde oturdukları dönemde birlikte oturduğu davalı oğlu M.. Y..'ın etkisi ve baskısı altında düzenlediği kanaatine varılarak asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile, Beyoğlu 15. Noterliğinin 18/05/2000 tarih ve 12514 yevmiye numaralı vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, murisin baskı ve zorlama altında vasiyetname düzenlendiği iddiasıyla açılan vasiyetnamenin iptali davasıdır.TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir.TMK'nun 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir.6100 sayılı HMK'nun 240/1 maddesi uyarınca, davada tanıklar taraflarca gösterilir. Eş söyleyişle, mahkeme, tarafların tanık olarak göstermedikleri kişileri (re'sen) tanık olarak dinleyemez. Yerel mahkemece, taraflarca tanık olarak gösterilmeyen, vasiyetname tanıklarının re'sen dinlenilmesi ve beyanlarının hükme esas alınması, açıklanan usul kuralının ihlali niteliğindedir. Kaldı ki, vasiyetname tanıklarının, vasiyetname içeriğine uygun düşmeyen beyanları, hükme esas alınamaz(Yargıtay 2. HD. nin 14.09.2000 günlü ve 2000/8300 E.- 2000/10203 K., 17.03.2003 günlü ve 2003/2713 E.- 2003/3610 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir). Mahkemece; az yukarıda açıklanan ilkeler gözardı edilerek vasiyetname düzenlenmesi sırasında tanık olarak hazır bulunan ve vasiyetnameyi tanık olarak imzalayan Y.. O..'nın beyanına ihbar edilerek hüküm kurulmuştur.Hal böyle olunca, mahkemece vasiyetname tanığı Y.. O..'nın vasiyetname içeriğine uygun düşmeyen ifadeleri nazara alınmadan dosyadaki diğer bilgi ve belgeler tartışılarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.