Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1822 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17585 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : ANKARA 24.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/04/2013NUMARASI : 2010/142-2013/282 Taraflar arasında görülen muarazanın meni ve tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde; satın aldığı köy evine su abonesi olmak için davalı idareye başvurduğunu, ancak davalı idarenin abonelik sözleşmesini imzalamayı çeşitli nedenlerle ertelediğini, bu sırada davalı idareye bağlı görevliler tarafından eşi hakkında kaçak su kullandığı iddiasıyla tutanak tutulduğunu ileri sürerek; davalı idare tarafından tutulan kaçak su tutanağının iptali ile su aboneliği sözleşmesi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının kaçak su kullanma tutanağının iptali ile ilgili açtığı davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davacının abonelik işlemlerinin yaptırılması ile ilgili isteğinin ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tüketici mahkemesinde açılmış olup, verilen görevsizlik kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle asliye hukuk mahkemesine gönderilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının kaçak su tutanağının iptalinin yanında meskenine ferdi abonelik tesisini dilediği, bu itibarla taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Her ne kadar, daha önce tüketici mahkemesince asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de, HUMK.nun 25/son maddesi (HMK. nun 23/2 maddesi) uyarınca söz konusu görevsizlik kararı Yargıtay’ın denetiminden geçmeden kesinleştiği için asliye hukuk mahkemesini bağlamamaktadır. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğinden ve davanın her aşamasında dikkate alınabileceğinden, davaya bakmakla görevli olan mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu düşünülmeksizin davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.