Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18203 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5665 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KOZAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/04/2014NUMARASI : 2012/447-2014/342Taraflar arasında birleştirilerek görülen menfi tesbit ve itirazın iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, hükmün duruşmalı olarak incelenmesi davacı – birleşen dosyalarda davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirtilen 17.11.2015 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacı – birleşen dosyalarda davalı vekili Av. Nur Müge Küçükali geldi. Karşı taraf davalı – birleşen dosyalarda davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin elektrik abonesi olduğu trafonun kapağının ve mührünün kırıldığını öğrendiği anda durumu yetkililere bildirdiğini, ayrıca bu durumun köy defterine işlenmesini de sağladığını, ancak davalı kurum görevlilerince kaçak elektrik tutanağı tutulduğunu ve sonrasında davalı kurumun müvekkili hakkında 54.172,10TL borç tahakkuk ettirdiğini ve bu tahakkuka faiz işleterek Adana 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1400 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını, müvekkilinin süresi içinde takibe itiraz ettiğini, yine müvekkili adına tutanakların tutulduğu döneme ait kullanımdan kaynaklanan borçlara ilişkin olarak Adana 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1399 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ileri sürerek; müvekkilinin, davalı kurumca aleyhine başlatılan Adana 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1400 Esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile davalı kurumun kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait özel trafolu tesisin sayaç ölçü bölümü mühürlerinin kırık olmasından dolayı 04.07.2008 ile 12.09.2008 tarihli, ölçü bölümü mühürleri sağlam olmak üzere kesik olan enerjinin seksiyoner mühürlerinin kırılarak açılmasından dolayı 18.10.2008 tarihli olmak üzere 3 ayrı tutanak düzenlendiğini, bu tutanaklar nedeniyle yapılan tahakkuk ve diğer işlemlerin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; elektrik mühendisi bilirkişi Sümmani Saygılı tarafından düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29.05.2012 günlü ve 2011/13085 E. 2012/13885 K. sayılı ilamı ile ;(...Dava, kaçak elektrik tespit tutanakları gereğince davacı hakkında tahakkuk ettirilen borç ve başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, davacıya ait sayaçta, 4.7.2008, 12.9.2008 ve 18.10.2008 tarihlerinde yapılan kontrollerde, “ölçüye haiz sayaç ve akım trafolarının bulunduğu ölçü bölüm mührünün kırık” olduğu tespit edilmek suretiyle, ayrı ayrı kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenerek, borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuşsa da, söz konusu rapor, yasa ve Yönetmelik hükümleri değerlendirilmeden, somut olayla ilgili bilimsel değerlendirme yapılmadan, soyut ve yoruma dayalı olarak hazırlanmış olup, denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Davalı da söz konusu bu rapora, “yapılan tahakkukta normal enerji tüketimlerinin de bulunduğu halde dikkate alınmadığı”, “üç adet tespit tutanağı olmasına rağmen, raporda sadece birinin değerlendirildiği”, “yasa ve Yönetmelik hükümlerinin dikkate alınmadığı” hususlarında itiraz etmişse de, mahkemece bu itirazlar üzerinde durulmadığı gibi, ek rapor da alınmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan, ayrıntılı, bilimsel ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle, davalı tarafından tutulan üç adet kaçak tespit tutanağı ayrı ayrı incelenip, davacının yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı, tahakkukun içinde normal enerji tüketimlerinin de bulunup bulunmadığı, ilgili dönemlere ilişkin elektrik sarfiyatının olup olmadığı ve bedellerinin ödenip ödenmediği araştırılıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) Gerekçesiyle bozulmuştur.Bozma ilamından sonra dava dosyası ile birleşen Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/742 Esas sayılı dosyasında davacı Toroslar EDAŞ vekili; elektrik abonesi olan davalının 04.07.2008, 12.09.2008 ve 18.10.2008 tarihli tutanaklar nedeniyle tahakkuk ettirilen borcunu ödemediği gibi bu amaçla başlatılan 1. İcra Müdürlüğünün 2009/1400 Esas sayılı takip dosyasına haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş, 2009/742 Esas sayılı dosya ile birleşen ile Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/743 Esas sayılı dosyasında ise davacı Toroslar EDAŞ vekili; elektrik abonesi olan davalının çeşitli dönemlere ait elektrik tüketim bedelleri için gönderilen faturaları ödemediği gibi, bu amaçla başlatılan Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2009/1399 Esas sayılı dosyasına haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan kök ve ek raporlar esas alınarak, asıl davanın kısmen kabulü ile davacının aleyhinde başlatılan Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2009/1400 Esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya 19.488,63 TL borçlu olduğunun tespitine, davalı alacaklının aynı alacak hakkında ikinci defa takipte bulunmuş olması nedeniyle 10.960,72 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2009/742 Esas sayılı davanın kısmen kabulü ile takibin 19.488,63 TL üzerinden devamına, bu miktar üzerinden hesaplanan 7.795,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacı alacaklının aynı alacak hakkında ikinci defa takipte bulunmuş olması nedeniyle 2.906,18 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, birleşen Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/743 Esas sayılı dosyasına konu borç miktarı hakkında ödeme yapılmış olması nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- Asıl davaya yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, elektrik mühendisi Cemal Beydağ tarafından hazırlanan kök ve ek raporlar hüküm kurmaya yeterli değildir. Zira, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 29.12.2005 tarih ve 622 Karar Nolu Kurul Kararı'nın 1. maddesinin B) SÜRE başlıklı bölümünün 1/a bendi; “Bu sürenin dışında müşterinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak yukarıdaki paragraf çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. Bu süre 12 ayı geçemez. Yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınır ve gecikme zammı alınmaz." hükmünü ihtiva etmesine rağmen, bilirkişi tarafından 04.07.2008 tarihli ilk kaçak elektrik tutanağı nedeni ile normal tüketim hesabının yapılmadığı, ayrıca davalı kurumca 18.10.2008 tarihli kaçak elektrik tutanağı nedeniyle 5.749,10 TL tahakkuk ettirilmesine rağmen bilirkişinin aynı tutanak nedeniyle 8.556,80 TL talep edilebileceğini bildirdiği ve iki rakam arasındaki farkın nedeni hakkında bir açıklamada bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bundan ayrı, davalı kurum tarafından davaya konu 3 adet kaçak elektrik tutanağı nedeniyle tahakkuk ettirilen alacağın tahsili için 2009/1400 sayılı dosya ile, (başka dönemlere ait) normal tüketim bedelleri için düzenlenen faturaların tahsili için 2009/1399 sayılı dosya ile takip başlatılmış olup, açıklanan nitelikleri itibariyle takibe konu alacakların kaynaklarının farklı olduğu, diğer bir anlatımla aynı alacak hakkında ikinci defa takip yapılmadığı açıktır. Ne var ki, bilirkişice hazırlanan ek raporda, yanılgılı değerlendirme ile iki takibinde aynı alacak hakkında yapıldığı bildirilmiştir.Buna göre, mahkemece; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hazırlanan rapora itibar edilerek, asıl davaya konu alacak hakkında hüküm tesis edilmesi doğru olmadığı gibi, davacı-birleşen dosyada davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.2- Birleşen davalara yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bilindiği üzere, itirazın iptali davasına bakma görevi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. Eş söyleyişle, mahkemenin yargı çevresinde yapılmış geçerli bir takip yoksa, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur.Somut olayda, birleştirilen itirazın iptallerine konu icra takipleri Adana'da başlatılmış ve itiraz üzerine durdurulmuştur. Bu durumda, mahkemece; birleştirilen davalara konu takiplerin, yargı çevresi dışında olan Adana'da yapıldığı gözetilerek; davaların bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Buna göre, mahkemece yapılacak iş; öncelikle asıl dava yönünden, (önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak) konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan, ayrıntılı, bilimsel ve denetime elverişli bilirkişi raporu almak suretiyle, davalı tarafından tutulan üç adet kaçak tespit tutanağı nedeniyle, davacının yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde ödemekle yükümlü olduğu bedeli belirlemek, sonrasında yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek asıl ve birleşen davalar hakkında hüküm tesis etmek olmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.