MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİTaraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin murisi .....’ın 2010 yılında 95 yaşında vefat ettiğini, murisin ....09.1996 tarihinde (91 yaşında iken), temyiz kudreti olmadığı bir halde, ya da hile ile ya da kandırılarak, maliki bulunduğu ... adet gayrimenkulden daha ... değerli olan ikisini torunu davalıya vasiyet ettiğini; vasiyetçinin okuma yazma bilmemesine rağmen vasiyetname yapılırken vasiyeti okuduğunun belirtildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu; ayrıca, müvekkilinin saklı payına da tecavüz edildiğini ileri sürerek; geçersiz vasiyetnamenin iptaline, vasiyetname iptal edilmezse, müvekkili hissesine (saklı payına) yapılmış tecavüz nedeniyle, vasiyetin tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen mahkemenin 2011/209 Esas sayılı dosyasında ise; davacı vekili; dava konusu taşınmazların vasiyetnameden sonra muvazaalı olarak düzenlenen (25.04.2008 tarihli) ölünceye kadar bakma akdi ile davalı adına intikal ettirildiğini; davalıya gayrimenkullerin intikalinin dayanağını oluşturan vasiyetnamenin de hukuken sakat bir vasiyetname olması nedeniyle, intikallerin de geçersiz olduğunu ileri sürüp; Sölöz Köyü 2817 ve 1683 parsel no’lu gayrimenkullerin davalı adına olan tapu kaydının, davacı müvekkilinin veraset ilamındaki hissesi oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; murisin, dava dilekçesinde bahsi geçen vasiyetnameyi yaptıktan ... yıl sonra .....Noterliğinde ölünceye kadar bakma akdi yaparak vasiyetnameye konu iki adet gayrimenkulü, müvekkiline verdiğini ve müvekkilinin de murisin ölümünden sonra bu iki gayrimenkulü bahsi geçen bakma akdine istinaden tapuda kendi adına tescil ettirdiğini; murisin, dava konusu taşınmazları önce vasiyetnameye konu yaptığını, daha sonrada bu iradesinden tek taraflı olarak dönüp, ölünceye kadar bakma akdine konu yaptığını; bu halde, vasiyetnamenin ortadan kalktığını savunarak; davanın reddini istemiştir..Mahkemece; “Dosya, davacı vekilinin; miras bırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği esnada hukuki işlem ehliyetinin yerinde olmadığını dava dilekçesinde beyan etmesi nedeni ile tüm tedavi evrakları ile birlikte ... Kurumuna gönderilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. ... Kurumu raporu ve tüm tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde miras bırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği esnada akli melekelerinin yerinde olduğu ve davaya konu, usulüne uygun olduğuna kanaat getirilen vasiyetnameyi yapmasına engel bir durumunun olmadığı, bu nedenle vasiyetnamenin ehliyetsizlik nedeniyle iptali gerekmediği anlaşılmış; tüm anlatılanlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı vekilinin vasiyetnamenin iptali ve tapu iptali-tescil taleplerinden oluşan tüm taleplerinin reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur, gerekçesiyle” davacının davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Asıl davada, vasiyetçinin fiil ehliyetine sahip olmadığı ve vasiyetnamenin şeklen usul ve yasaya aykırı olduğu iddia edilerek, vasiyetnamenin iptali; birleşen davada ise, vasiyete konu taşınmazların sonradan ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik edildiğini, bu işlemin muvazaalı olduğunu, vasiyetnamenin de geçersiz olduğu ileri sürülerek; dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının, davacının miras hissesi oranında iptali ile davacı adına tescili istenilmektedir.HUMK.nun 388 ve 389.maddeleri (HMK.nun 297/....maddesi) gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece; davacı tarafın, birleşen dosyadaki (muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil) talebiyle ilgili inceleme ve araştırma yapılıp; olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir.Asıl davadaki istemine gelince; mirasbırakanın vasiyetname düzenlerken fiil ehliyetine sahip olmadığı iddiasının, alınan ... Kurumu raporu ile sabit olmadığı anlaşıldığından; vasiyetnamenin bu nedenle iptali isteminin reddinde bir isabetsizlik yok ise de; davacı taraf, dava dilekçesinde; vasiyetçinin okuma yazması olmadığı halde, okur yazarmış gibi vasiyet düzenlendiğini, şekli olarak bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu da ileri sürmektedir. Gerçekten de, vasiyetname incelendiğinde; önce, mirasbırakanın, okur yazar olmadığının belirtildiği; sonrasında ise, okur yazar olduğu belirtilip, iş bu vasiyetnameyi baştan sona kadar vasiyet edenin okuduğu ve tekrar tanıklar huzurunda söz alarak “bizzat okudum” dediği ifade edilmiş bulunmaktadır. Ayrıca, tanıkların “Vasiyet eden ilgiliyi tanıyoruz. Kendisi marufumuz olup, akli melekeleri yerindedir. Noter tarafından yazılan iş bu vasiyetnameyi okur yazar olan ilgili baştan sona kadar bizzat okudu…” şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Vasiyetçinin, okur yazar olmadığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, dava konusu vasiyetname ise, vasiyetçi okur yazarmış gibi yapılıp imza altına alınmıştır. Kanunda belirtilen şekle uyulmamıştır. Bu şekildeki eksiklik geçerlilik şartıdır. Bu haliyle, vasiyetnamenin, kanunun aradığı şekil şartlarına haiz olmaması nedeniyle iptali gerekir. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.