Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1807 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14719 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : LÜLEBURGAZ 1ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/05/2014NUMARASI : 2012/21-2014/306Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali-tenkis-tenfiz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar (k.davalılar) vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 03/02/2015 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacılar- birleşen dosyada davalılar vekili Av.D. Ö. geldi. Karşı taraf davalı- birleşen dosyada davacı vekili Av.G. K. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisin çocukları olduğunu, mal kaçırmak amacıyla davalı 2.eşi lehine muvazaalı vasiyetname düzenlendiğini belirterek, 07.03.2000 tarihli vasiyetnamenin iptalini, olmadığında tenkisini talep etmişler, mahkemece; kurulan 06.12.2010 tarihli 1.kararında vasiyetnamenin iptali davasında muvazaa iddiasının ileri sürülemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 27.09.2011 tarih, 2011/4256 E.-2011/14022 K.sayılı ilamı ile sair temyiz itirazlarının reddi ile, tenkis yönünden inceleme yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek, bozma karar verilmiştir.Bozma kararından sonra, davalı tarafından daha önce açılan "Vasiyetnamenin Tenfizine" ilişkin dava dosyasının bu dosya ile birleştiği anlaşılmaktadır.Tenkis talebi ile ilgili mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi raporları ile davacıların saklı paylarının zedelenmediği, murisin sağlığında davacı çocuklarına yaptığı kazandırmalar haricinde terekede bulunan mal varlığı yönünden, murisin vasiyetname ile davalı 2.eşine vasiyet ettiği taşınmazın tasarruf nisabı sınırları içinde kaldığı, davacıların mahfuz hisselerinin zedelenmediği açıklanmıştır.Mahkemece; 23.05.2014 tarihli 2.kararında tenkis ile ilgili asıl davanın reddine, vasiyetnamenin iptali ile ilgili dava Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen davanın kabulü ile 161 ada, 1 parselde bulunan 4 nolu dairenin davacılar adına kayıtlı payların iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiş, hükmü davacılar(karşı davalılar) vekili temyiz etmiştir.Dosya kapsamından davacıların murisi Ş. D. tarafından noterde düzenlenen 07.03.2000 tarihli vasiyetname ile 4 nolu daireyi davalı S.. D..'e vasiyet ettiği, vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesince 24.11.2010 tarihli karar ile okunmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.Asıl davada, vasiyetnamenin iptali, olmadığında tenkisi, birleşen davada ise vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir.Vasiyetnamenin iptaline ilişkin davanın birinci bozma kararı ile kesinleştiği, vasiyetnamenin tenkisine yönelik talep ile ilgili olarak keşif ve bilirkişi raporlarına göre davacıların saklı paylarına herhangi bir müdahale olmadığından ispatlanamayan asıl davanın reddine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün asıl dava yönünden ONANMASINA,Birleşen davada ise; vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talep edilmektedir. TMK'nun 600/1.maddesinde; "vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur", 3.fıkrasında ise, "vasiyet alacaklısı, yükümlülüğü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini, vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir."Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Başka bir deyişle, tenfiz için kesinleşmiş vasiyetnamenin bulunması gerekir.Bu nedenle, aynı dava dosyasında vasiyetnamenin tenkisi ile birlikte tenfizi davasının görülmesi mümkün olmadığından, mahkemece; tenfiz talebine ilişkin davanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tenfiz yönünden de davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.