Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17918 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21214 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 06/03/2014NUMARASI : 2012/17-2014/404Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü : Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalının 2222298 nolu elektrik tesisatına ait düzenlenen fatura borcunu ödemediğini, İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2008/6073 takip sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, takip miktarının %40'ından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir Yerel Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile Eyüp 1. İcra Müdürlüğünün 2008/6073 takip sayılı dosyasında davalının 3.656,81 TL ye yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden 777,92 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına, itiraz edilen asıl alacağın (772,92 TL nin) % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Dava; davalının aboneliğine ait 09.08.1999-02.03.2004 tarihleri arası ödenmeyen fatura borcuna vaki takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir Davalı, aboneliği iptal ettirmedikçe, abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacı kuruma karşı müteselsilen sorumludur. Davacının, Yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafık kusur teşkil etse de, bu kusur, tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammı ve işleyecek faizden kusur oranında indirim gerektirir. Aksine düşünce, davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar. Bunun dışında, 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin Zamanında Ödenmeyen Borçlar Başlıklı 24.maddesinde yer alan “Zamanında ödenmeyen borçların tahsiline ilişkin hususlar; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında düzenlenir” hükmü ile Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması, gecikme zammı sözleşmede hüküm altına alınmamışsa; ancak, faiz istenebileceği yönündedir.Hâl böyle olunca, mahkemece yapılacak iş; dosyanın yeniden konusunda uzman bilirkişiye tevdii ile davalının dava konusu ana borçtan (ana tüketim bedelinden) her halükârda sorumlu olduğu, (hiç bir şekilde davacının kusuru nedeniyle ana tüketim bedelinden indirim yapılamayacağı) davacının Yönetmelik gereği elektriği uzun süre kesmemesinin daire uygulamasına göre de, davacı açısından müterafık kusur oluşturacağı; ancak, bu kusurun da gecikme zammı veya faizden indirim (% 50) sağlayacağı, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin Zamanında Ödenmeyen Borçlar Başlıklı 24.maddesinde yer alan “Zamanında ödenmeyen borçların tahsiline ilişkin hususlar; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında düzenlenir” hükmü ile Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması, gecikme zammı sözleşmede hüküm altına alınmamışsa ancak, faiz istenebileceği dikkate alınarak; rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken; aksine düşüncelerle, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.