Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17917 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21213 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İSTANBUL 4. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 06/03/2014NUMARASI : 2012/20-2014/405Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalının mesken abonesi olduğunu, 16.01.1995 ila 02.03.2004 yılları arasında sarfedilen elektrik tüketiminden doğan fatura borcunun süresinde ödenmediğini, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2008/6074 takip sayılı dosyasında davalının 3.731,70 TL'ye yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden 837,14 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına, itiraz edilen asıl alacağın (837,14 TL nin) % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya yönelik isteminin reddine karar verilmiş, sözkonusu karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Uyuşmazlık, mesken abonesi olan davalının 16.01.1995 ila 02.03.2004 tarih aralığına ilişkin ödenmeyen otomatik dönem tahakkuklarına vaki faturalarına ilişkin takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir . 09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26.maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddeye göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50. maddeye göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra fatura bedeli 10 gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir.01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davacı kurum, 1995 ila 2004 yılları arası elektrik tüketim fatura bedellerinden oluşan alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlatmıştır. Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davacı kuruma karşı müteselsilen sorumludur. Davacının uzun sayılabilecek bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi tüketim bedeli olan ana borçtan hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalının (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammı ve işleyecek faizden kusur oranında indirim gerektirir. Aksine düşünce davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar. Öte yandan, mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacının davalıyı bilgilendirmemesi nedeniyle %20, davalının da aboneliği iptal etttirmeyip fiili kullanıma sebebiyet verdiği gerekçesiyle %80 kusurlu olduğu açıklanarak, hesaplanan toplam bedel üzerinden kusur oranında indirim yapılmış, mahkemece müterafık kusur dışında kalan kısımlar yönünden bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur.Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarifelerinin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise, davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davalı için gecikme zammı ve faizden indirim sağlayacağı, bu indirimin de %50 oranında ve en fazla yasal faize kadar olacağı dikkate alınarak ek rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.