Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1790 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19749 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; tarafların ... Aile Mahkemesi’nin 2010/923 Esas- 2011/1277 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı boşandıklarını, söz konusu karar ile müşterek çocuk ... lehine 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ancak aradan geçen zaman içerisinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ve nafakanın yetersiz kaldığını bu nedenle iştirak nafakasının 550 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; talep edilen nafakayı ödeme gücünün olmadığını, yüklü miktarda vergi borcunun olduğunu, bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 200.00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 250 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2.maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk ... 'ın 1998 doğumlu olup, lise 3.sınıf öğrencisi olduğu, davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı; davalının ise, emekli olup aylık 1.146.11 TL maaşı olduğu, ayrıca market işlettiği, 650 TL kira ödediği, yeniden evlendiği ve bir çocuğu daha olduğu anlaşılmaktadır.Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında dört yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.