Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17845 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 39 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ADANA 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2013Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, asıl davadaki dava dilekçesinde; davalı borçlunun ..... nolu aboneliği nedeniyle, birleşen davadaki dava dilekçesinde ise; davalı borçlunun ..... nolu aboneliği nedeniyle 2002 Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım-Aralık dönemlerine ait enerji faturalarının ödenmeyen kısımları ile 18/02/2003 tarihine kadar tahakkuk eden gecikme zammının tahsili amacıyla müvekkili tarafından davalı aleyhine ayrı ayrı icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine asıl ve birleşen davaya konu takiplerin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, %40 'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, asıl ve birleşen davalardaki cevap dilekçelerinde; takibin haksız ve kötün niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki önceden görülen Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/372 E.sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacının davalıdan alacağının olmadığının bildirildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Davalı tarafın temyiz isteminin incelenmesinde;HUMK.nun 433/2.maddesine uyarınca; hükmü süresinde temyiz etmemiş olan taraf, diğer tarafın temyiz dilekçesinin tebliğinden sonra 10 gün içerisinde vereceği cevap dilekçesi ile hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde (katılma yolu ile temyiz) bulunabilir. Davalı taraf, hükmü yasal süresi içerisinde temyiz etmemiştir. Diğer tarafın temyiz dilekçesi ise; davalı vekiline 24.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bu temyize karşı cevap dilekçesi ve karşı temyiz istemi yasal 10 günlük süre geçtikten sonra 07.11.2014 tarihinde verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.Bu itibarla davalı vekilinin temyiz isteminin HUMK. nun 432/4 maddesi uyarınca reddine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine,2-Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Somut olayda, mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapor ve ek raporlarında; sözleşmeye göre asıl alacak ve gecikme zammı hesabı yapılmamış, taraflar arasında daha önce görülen Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/372 E.sayılı dosyasının karara bağlandığı, bu davada yapılan bilirkişi incelemesinde iptali istenen takip dosyalarından dolayı davacının davalıdan alacaklarının olmadığının açıklandığı belirtilmiş, anılan önceki dava dosyasında alınan bilirkişi raporuna atıf yapılarak, davacının alacaklı olmadığı vurgulanmıştır. Taraflar arasında, daha önce görülen ve kesinleşen Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/372 E, 2009/491 K.sayılı dava dosyası, Nisan ve Mayıs 2002 dönemi fatura alacaklarına ilişkin olup, işbu davanın dava konusu edilen fatura dönemleri, dolasıyla dava konuları farklı olduğundan, önceki davada alınan bilirkişi raporunun, bu davada bağlayıcı kabul edilemeyeceği ve mahkemece karara gerekçe yapılamayacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi heyeti dışında oluşturulacak ve aralarında elektrik mühendisleri ve mali müşavirin bulunduğu uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, asıl ve birleşen dava konusu takiplerdeki tahakkuk dönemleri ve türleri esas alınarak davacının davalı taraftan isteyebileceği bir bedel olup olmadığının sözleşme hükümlerine göre hesaplanması, ayrıca davacının önceki rapora itirazları ile temyizinde öne sürdüğü itirazların da değerlendirilmesi konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.