Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavada; Koyulhisar Cumhuriyet İlkokulu hizmet binasına ait aboneliğin elektrik faturalarına yansıtılan kaçak kullanım bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim bedellerinin, davalıdan istirdatına karar verilmesi talep edilmiştir.Mahkemece, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmış, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bu bağlamda temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılmasının yerinde olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Zira; görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Mahkemelerin görevli olup olmadıklarını, davanın başında kendiliğinden incelemesi ve görevsiz olunduğu kanısına varılması halinde öncelikle görevsizlik kararı vermesi gerekir. Çünkü, hükmü veren mahkemenin görevsiz olması, mutlak bozma sebebidir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; abone sözleşmesine konu olan yerin okul hizmet binası, abone tarife sınıfının "resmi hayır kurumu" olduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanmasıyla ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bu bağlamda; davacının TKHK'da belirtilen “tüketici” tanımına girmediği açık olup, olayda 4077 sayılı TKHK hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Hal böyle olunca mahkemece, davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılamayacağı nazara alınarak, görevsizlik kararı verilmesi ve davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu tüketici mahkemesi sıfatıyla yazılı şekilde uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre şimdilik davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.