Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1775 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23572 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 14.100 TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde; ortak muristen intikal eden dairenin, murisin ölüm tarihinden itibaren davalı tarafından işgal edilmesi nedeniyle, davalıya ihtarnamenin tebliğ edildiği 17.12.2007 tarihinden dava tarihine kadar 14.100 TL ecrimisilin tahsilini talep etmiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece, 06.08.2012 tarihli bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ecrimisil davaları haksız fiil benzeri davalar olup, ecrimisil miktarının en çoğu tam kar mahrumiyeti, en azı ise asgari kira bedelidir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamaları doğrultusunda önceki dönem için belirlenen ecrimisil miktarına Üretici Fiyat Endeksinin (ÜFE) tamamı yansıtılmak suretiyle belirlenecek miktardan az olmamak koşuluyla, bulunacak ecrimisilin hüküm altına alınması gerekir. Eğer kesinleşen döneme ÜFE uygulanmadan ecrimisil hesabı yapılacaksa bunun nedenleri bilirkişi raporunda somut verilerle açıkça belirlenmelidir. Bu davadan önce, diğer hissedar (kardeş) tarafından aynı daire için aynı davalı aleyhine 2006 – 2007 dönemi için ecrimisil alacağının tahsili amacıyla dava açıldığı ve bu davada 2007 yılı aylık 995,67 TL ecrimisil hesaplandığı ve bu miktar üzerinden hesaplanan ecrimisil bedelinin Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği halde ve talep edilen dönemlerin birbirine yakın olmasına rağmen, şimdiki davada alınan raporda dairenin 2007 yılı için aylık 650 TL ecrimisil getirebileceği belirtilmiştir. Her iki rapor arasında ecrimisil yönünden fark bulunmakta olmasına rağmen, bilirkişi raporunda bu fark üzerinde durulmamıştır. Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre; aynı yere ilişkin olarak önceki dönem ecrimisil bedeline ilişkin sonuçlanmış davalar bulunduğu takdirde; kural olarak önceki dönemin son dönemi için kabul edilen (ve kesinleşen) miktara ÜFE’nin tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktar, sonraki dönem ecrimisil bedelini oluşturur. Kural bu olmakla beraber sonraki dönemde taşınmazın bulunduğu yerde imar, sanayileşme, yerleşim vs. özel nedenlerle değişimden dolayı rayiç ve emsal kiralar arttığı takdirde kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmadan, toplanacak somut verilere göre yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak yeni dönem (sonraki dönem) ecrimisil bedeli belirlenerek hüküm altına alınabilir. Hal böyle olunca, mahkemece açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.