MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde 213.925.000 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı ... Hazinesi vekili dilekçesinde; davalı şirketin Fırat Nehri yatağında yer alan ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 21.000 metrekarelik alandan izinsiz olarak kum çıkarması nedeniyle Borçlar Kanunun 61 ve devamı maddeleri gereğince sebepsiz zenginleştiğinden bahisle 213.925.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı şirket vekili cevabında; davaya konu kum ocağını Belediyeden kiraladığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun 75/1 maddesi uyarınca idari makamın (komisyonun) takdir ve tespit ettiği ecrimisilin ödenmemesi halinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Yasa hükümlerine göre tahsil olunacağı ve Adli Yargının görevli olmadığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Red kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ecrimisil (haksız işgal tazminatı), taşınmaz (veya taşınır) üzerinde zilyetliği bulunmayan malik (davacı) tarafından, taşınmaza bir hakka dayanmadan veya malike karşı ileri sürülebilir bir hakka dayanmadan iyiniyet olamaksızın zilyet olan kimseye karşı yöneltilebilen bir dava türüdür. Sebepsiz zenginleşme davası ise; geçerli bir nedene dayanmaksızın bir edimin ifasıyla veya başka bir yolla, başkasının fakirleşmesi sayesinde, malvarlığının aktifinin artması ya da pasifinin azalması ya da fakirleşmekten kurtulmadır. (818 sayılı Borçlar Kanunun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir) Bu bağlamda; davacı idare vekili dava dilekçesinde açıkça Borçlar Kanunun 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak tazminat davası açmıştır. Dava 12.11.2009 tarihli celseye kadar sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olarak nitelendirilmiş ve davalının sebepsiz zenginleşme miktarının tespiti amacıyla keşif yapılarak bilirkişi kurulundan raporlar alınmıştır. Ne var ki; 12.11.2009 tarihli celsede dava ecrimisil davası olarak nitelendirilerek davanın açılmasına dayanak teşkil eden incelemenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75.maddesine göre yapıldığı, ecrimisilin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri gereğince idarece tahsil edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davanın açılmasına dayanak teşkil eden 02.08.2001 tarihli raporda davalı şirketin Fırat Nehri yatağından kum çıkarması nedeniyle 213.925 TL kazanç sağladığının belirtildiği, ... Valiliği tarafından oluşturulan komisyonca yapılan araştırmalarda da davalı şirketin Fırat Nehri yatağından çıkardığı kum rezervi miktarının tespit edildiği, dolayısıyla komisyon incelemesinin dahi sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılarak yapıldığı sabittir. Bu durumda dava, davalı şirketin Fırat Nehri yatağında yer alan ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan 21.000 metrekarelik alandan izinsiz olarak kum çıkarması nedeniyle Borçlar Kanunun 61 ve devamı maddeleri gereğince sebepsiz zenginleştiğine dayanan alacak davasıdır. Davanın bu niteliğine göre davanın özel hukuk hükümlerine göre Adli Yargıda çözümlenmesi gerekir. (HGK 18.4.2001 tarih ve 2001/1-358 E,2001/371 K) Mahkemece; tarafların delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, aksi yazılı düşüncelerle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.