MAHKEMESİ : GÖLCÜK AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 24/03/2015NUMARASI : 2014/891-2015/168Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesi ile; davalı ile Gölcük 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2009/69 Esas ve 2010/72 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalıya 200,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, bilahare anılan tutarın yine Gölcük 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/409 Esas ve 2011/589 Karar sayılı ilamı ile 300,00 TL'ye yükseltildiğini, ancak davalının sigortalı olarak çalışmaya başladığını, yoksulluk nafakasına ihtiyacı kalmadığını iddia ederek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, olmazsa indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesi ile; davacı ile boşandıklarından beri nafaka tutarlarını düzenli olarak ödemediğini, bu hususta icra ceza mahkemesine üç defa şikayette bulunduğunu, nafaka bedellerini ödememek için işten ayrıldığını, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davalı kadının sigortalı olarak çalıştığı, düzenli ve sürekli bir gelirinin bulunduğu, asgari ücretle çalışmanın yoksulluğu ortadan kaldırmadığı, fakat sigortalı olarak çalışmanın yoksulluğu ortadan kaldırdığı gerekçesi ile; davanın kabulü ile Gölcük 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2009/69 Esas ve 2010/72 Karar sayılı boşanma davası ile bağlanan ve Gölcük 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/409 Esas ve 2011/589 Karar sayılı dosyası ile artırılan yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.TMK.nun 176/4. maddesine göre: "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 176/3. maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır". Davacı, yukarıdaki yasa hükümleri gereğince; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ( eğitim ) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir ( HGK. 07.10.1998 gün, 1998/2-656 E.- 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları ). Somut olayda; davalı (kadın) boşanma sırasında bir işte çalışmamaktadır. Yaptırılan kolluk araştırması ile boşanmadan sonra bir Devlet Hastanesinin bilgi işlem bölümünde çalışmaya başladığı, aylık 1.000 TL gelirinin olduğu, davacının ise günlük işçi olarak çalıştığı, aylık ortalama 500-750 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır.Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki, bilimsel öğretide: "Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğindedir" şeklinde açıklamalara yer verilmiş bulunmaktadır ( Akıntürk, Turgut: Aile Hukuku, 2. cilt, İst. 2002, sh.294 ). Davacının aylık gelir durumuna göre değerlendirildiğinde, davalının çalışarak elde ettiği gelir ile aldığı nafaka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığının kabulü gerekir. Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakada hakkaniyete göre uygun bir miktar indirime gidilebileceği düşünülmeden, yukarıdaki gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.