Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17672 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9793 - Esas Yıl 2015





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 27/01/2015NUMARASI : 2014/780-2015/51Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2005/809 Esas- 2006/379 Karar sayılı boşanma ilamıyla müşterek çocuk Ö... S....'nın velayetinin tarafına bırakıldığını, hüküm altına alınan iştirak nafakası miktarının Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2011/55 Esas sayılı dosyasında 700,00 TL'ye artırıldığını, aradan geçen süre içerisinde çocuğun yaşadığı şehrin değiştiğini, büyüdüğünü ihtiyaçlarının arttığını, ihtiyaçlar karşısında 700,00 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek, hükmedilen 700,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 800,00 TL artırılarak aylık 1.500,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; boşandıktan sonra yeniden evlendiğini, giderlerinin arttığını, eşinin çalışmadığını, davalının iyi niyetli olmadığını, müşterek çocuğun yaz tatillerinde bir aydan fazla yanında kaldığını, tüm ihtiyaçlarının karşılandığını, çocuğa ayrılması gereken toplam meblağın yeterli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun eğitim durumu ve yaşı gözetilerek davanın kısmen kabulüne, Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2005/809 Esas- 2006/379 Karar sayılı ilamıyla tarafların müşterek çocuğu Ö... S.... B... takdir edilen 750,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden 5 yıl artmaması da gözönüne alınarak 500,00 TL daha artırılarak 1.250,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Taraflar arasında gerçekleşen iştirak nafakası ve artırılmasına ilişkin hükümler incelendiğinde; Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2005/809 Esas- 2006/379 Karar sayılı ilamıyla tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Ö... S...'nın velayetinin davacı S.. Ü..'ye verilmesine, müşterek çocuk adına 500,00 TL iştirak nafakası takdirine karar verildiği, Kayseri 1. Aile Mahkemesinin 2007/982 Esas- 2008/147 Karar sayılı ilamıyla iştirak nafakasının 650,00 TL'ye çıkarıldığı, davacı tarafından açılan ikinci nafaka artırım davasında Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2009/921 Esas- 2010/107 Karar sayılı ilamıyla iştirak nafakasının 700,00 TL'ye çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dava dilekçesinde beyan ettiği Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2011/55 Esas sayılı dosyası iştirak nafakasına ilişkin olmayıp mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğu görülmektedir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Somut olayda; son olarak Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2009/921 Esas- 2010/107 Karar sayılı ilamıyla hükmedilen ve dava dilekçesinde belirtilen 700,00 TL iştirak nafakası üzerinden oluşan sonuca göre karar verilmesi gerekirken; infazda tereddüt yaratacak şekilde 750 TL üzerinden 500 TL daha artırılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenlerine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.