Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17636 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21770 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : KIRŞEHİR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/10/2014NUMARASI : 2014/381-2014/861Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Kırşehir ili Uzunaliuşağı köyünde bulunan 240 dönüm patates tarlası hissesini 50.000 TL karşılığında, 11.06.2012 tarihinde yapılan adi yazılı sözleşme ile davalıya sattığını, ancak bedelin ödenmediğini, yapılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece; taraflar arasında yapılan taşınmaz satım sözleşmesinin şekil şartından yoksun olduğu, halihazırda davacının taşınmazını zaten davalıya devretmemiş olduğu, davacı açısından sebepsiz zenginleşme uyarınca talep edebileceği bir alacak hakkının bulunmadığı, hakkın henüz doğmamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Mahkeme tarafından da kabul edildiği üzere; tapuya kayıtlı taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığı takdirde hukuken geçersizdir (MK. 634, BK 213, Tapu K. 26, Noterlik K. 60 maddeleri). Bu nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç yükleyemez.Somut olayda, taraflar arasında 11.06.2012 tarihli adi yazılı sözleşme imzalandığı, sözleşme içeriğinde "...ekmiş olduğumuz 240 dönüm patatesi 50.000 TL karşılığında, Ü.. K.. hissesinin Menderes Çifçi tarafından satın alındığı..." ibaresi bulunmakta olup, davacı vekili bu sözleşme gereği ödenmesi gereken bedelin ödenmediğini ileri sürmektedir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33.maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK’nun 76.maddesi) uyarınca; davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara ait ise de, dava dilekçesini bir bütün olarak değerlendirerek, davayı nitelendirmek ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.10.2013 gün, 2013/5-603 Esas- 2013/1503 Karar sayılı ilamı.)HMK 31.maddesinde; “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir “ düzenlemesi yeralmaktadır.Bu itibarla, taraflar arasındaki sözleşmenin taşınmaz satımına ilişkin olmayıp mülkiyet ihtilafından kaynaklanmadığı, sözleşme konusunun patates hissesi satımına ilişkin olduğu, hukuki nitelemede hataya düşüldüğü anlaşılmaktadır.O halde, mahkemece, işin esasına girilerek, deliller incelenip değerlendirilerek doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.