Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17615 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21131 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : DERİNKUYU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/06/2014NUMARASI : 2013/73-2014/126Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde;davalı borçlunun kaçak/usulsüz elektrik kullandığının tespit edildiğini ve hakkında kaçak tespit tutanağı tanzim edildiğini,davalı tarafça usulsüz kullanıma ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını,davalı hakkında Derinkuyu İcra Müdürlüğü'nün 2011/675 E.sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını,davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ve takibin devamı ile davalı borçlunun %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde;davalının davacı kurumun elektrik abonesi olduğunu,davalının sulama kuyusundaki elektrik sayacının Kasım 2011 tarihinde Medaş görevlileri tarafından sayacın okunmadığı gerekçesiyle söküldüğünü ve yerine yeni bir sayaç takıldığını,davacı kurum görevlilerinin yeni sayacı taktıktan sonra davalıya herhangi bir bilgilendirme yapmadıklarını ve sayacı kullanıma hazır halde bıraktıklarını,Haziran 2012 tarihinde ise önceki sayaca ait olan yani sözde bozuk olduğunu belirttikleri sayaca ait borçlardan dolayı mühürleme işlemi yaptıklarını,davalının önceki kullanımlarına ilişkin bir usulsüzlük bulunmadığını,davalı hakkında Derinkuyu İcra Müdürlüğü'nün 2011/675 E.sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını,yapılan icra takibinde borcun hangi dönemlere ait olduğunun belirtilmediğini,davalının talep edildiği kadar borcu bulunmadığını,davalının daha önceki (bozuk olduğu iddia edilen) sayacı incelendiğinde iddia edildiği kadar elektrik tüketimi olmadığının belirleneceğini,yine kurum tarafından Elektrik Piyasası Perakende Satış Sözleşmesi Düzenlenmesi Hakkında Ödeme,Kesme ve Bağlama konularını içeren 7. maddedeki usulün de yerine getirmediğini,davalının sadece usulsüz kullanımından söz edilebileceğini savunarak,davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile,Derinkuyu İcra Müdürlüğü'nün 2011/675 E.sayılı dosyasına yapılan takibin 8.947,48 TL üzerinden devamına,icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiş,hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava İİK'nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş,yine 13. madde b bendinde ; Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik tüketimi olarak açıkça belirtilmiş ; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.Somut olaya gelince;davalının davacı şirketin 8212620 nolu tarımsal sulama abonesi olduğu,05.07.2011 tarihli kaçak tespit tutanağı incelendiğinde ise kaçak kullanım şeklinin borcundan dolayı kesik olan elektriği mührünü kırarak kullanma olduğu ve elektriğin sayaçtan geçtiğinin belirtildiği,davalı hakkında tanzim edilen diğer kaçak tespit tutanaklarında da aynı gerekçeye istinaden kaçak tespit tutanaklarının tanzim edildiği ve davacı şirket tarafından Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 13/a-b kapsamında kaçak tahakkuku yapıldığı,davalıya ait iki adet fatura bedelinin davacı şirkete ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında icra takibi yapıldığı,davalı tarafından süresinde takibe itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece bilgisine başvurulan ve hükme esas alınan 24.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararında belirtilen süre,tüketim miktarı hesaplama, ortalama aylık çalışma süreleri, tahakkuka ilişkin düzenlemelerdeki hususlar dikkate alınmadan ve denetime elverişli olmayacak şekilde rapor tanzim edildiği anlaşılmaktadır.Nitekim raporda kurulu güç, süre, kaçak ceza katsayısı vb. hususlarda hiçbir açıklama ve değerlendirme yapılmamış, sadece birim fiyat üzerinden mükerrer kaçak kullanım nedeniyle 622 sayılı kurul kararının 1.maddesinin E) bendindeki son fıkraya göre tek terimli aktif enerji bedelinin 2 katı gözönüne alınarak birim fiyatının 2 ile çarpılması şeklinde hesaplama yapılarak bulunan bu değere perakende satış hizmet bedeli,dağıtım bedeli, kayıp/kaçak bedeli,okuma bedeli,enerji fonu,TRT payı ve KDV eklenmesi suretiyle mahkemece hüküm altına alınan bedele ulaşılmıştır.Davalının dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun şekilde kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13./a-b maddesi hükmüne göre kaçak elektrik tüketimi hesaplaması yapılması gerektiği kuşkusuzdur.Bundan ayrı, kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK'nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmayacağı; öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaflığın; hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı, Gerekçeleriyle; kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtılmasının hukuka uygun olmadığına karar verilmiştir.Ne var ki, yukarıda bahsedilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile; elektrik abonelerinden kayıp-kaçak bedeli alınamayacağı içtihadında bulunulmuştur. Dairemiz de, Genel Kurul kararındaki ilkeleri de benimseyerek, kayıp-kaçak bedeli yanında, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin de dağıtım şirketleri tarafından elektrik abonelerinden alınamayacağına karar vermiştir.Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde ise, yukarıda ifade edilen hususları karşılar nitelikte ve yeterlilikte olmadığı anlaşılmaktadır.O halde mahkemece; mümkünse kaçak tüketim tahakkuku da getirtilerek tahakkuk tarihinde yürürlükte olan 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı somut olaya uygulanmak suretiyle, kayıp kaçak bedeli yanında sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin de davalı tüketiciden tahsil edilemeyeceği de gözetilmek suretiyle, alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırmaya dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne yönelik hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bundan ayrı davanın kısmen kabulüne karar veriliş olmasına rağmen, davanın reddedilen kısmına ilişkin olarak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.