Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17579 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22036 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/05/2014NUMARASI : 2012/591-2014/308Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacının tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı elektrik şirketi tarafından kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile davacı hakkında kaçak tahakkuku ve ek tahakkuk yapıldığını, toplam tahakkuk tutarının 12.544 TL olduğunu beyan ederek, bu borcun 6907 TL'lik kısmının tüm faiz ve ferileri ile birlikte silinerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; yapılan tahakkukun mevzuata uyun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, tarımsal sulama abonesi olan davacının tahakkuk ettirilen kaçak bedelinden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.Dosyada mevcut, 08.08.2008 tarihli kaçak tutanağının incelenmesinden "...abonenin gerilim uçları boşta, sayaç devre dışı bırakılarak kaçak elektrik kullanıldığı.."nın tespit edildiği görülmüştür.Hükme esas alınan tek bilirkişi raporunda ise; "..09.07.2008 – 08.08.2008 tarihleri arası 31 günlük kaçak kullanımın olduğu, bu süreye tekabül eden kaçak kullanım bedelinin ise 5561 TL olduğu..."belirtilmiştir.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak, 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde; gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.Somut olayda; davacının 12.544'lik tahakkukun 6907 TL'lik kısmından borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davaya konu 12.544 TL'lik tahakkuka bakıldığında bunun 6891 TL'sinin kaçak tahakkuku, 5652 TL'sinin kaçak ek tahakkuku olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; kaçak elektrik tüketim miktarının tespit edildiği ancak ek tahakkukun tespit edilmediği anlaşılmaktadır.Diğer yandan; Hükme esas alınan Bilirkişi Raporunda; kurulu güç 60 kwh olarak alınarak kaçak bedelinin hesap edildiği, ancak kaçak tespit tutanağında kurulu gücün 100 kwh olarak alındığı görülmüştür.Kaçak elektrik tespit tutanağı aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olup, aksi de ispat edilmedikçe, doğru olduğunun kabulü gerekir.Hal böyle olunca; mahkemece, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, kaçak elektrik bedelinin kaçak elektrik tespit tutanağında belirtilen 100 kwh kurulu güç üzerinden, yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, diğer yandan ek tahakkuk tespitinin de bu raporda yapılması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....."SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.