Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17568 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14247 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİ.Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; manevi baskı altında yapılan vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiştir.İkrah (korkutma) kişinin irade serbestisin! ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür. Bir kimse o akdi yapmasını temin için maddi tazyik yapılmışsa, örneğin eli tutularak zorla sözleşmenin altı imzalatılmışsa bu halde maddi ikrah hali varsayılır. Öte yandan, bir kimsede korku yaratarak ona istenilen işlemi yaptırmayı amaçlayan tehdide de manevi ikrah denilir.Her iki ikrah türünde de ikrahın ciddi olması, ikrahın ağır bir tehlike teşkil etmesi, tehdidin yaratacağı tehlikenin derhal gerçekleşecek nitelikte olması, tehdidin bizzat akdin tarafına veya yakınlarına yapılması ve yapılan tehdidin haksız ve hukuka aykırı olması, tehdidin şahsa, namusa, cana, mala veya hürriyete yönelmiş bulunması ve nihayet tehdit ile yapılan işlem arasında illiyet bağı bulunması koşulu aranır.Olayımızda ikrah olarak öne sürülen, murisin kanser hastası olup, hastalığının son zamanlarında davalıların lehlerine vasiyetname düzenlemesi için baskı yaptıkları, vasiyetname düzenlemeye yanaşmadığı takdirde kendisine bakmayacaklarını, kapı dışarı edecekleri yönünde korkutup, murise zorlama ile davalılar lehine vasiyetname düzenlettirdikleri toplanan deliller, tanık anlatımlarında anlaşılmıştır. Murisi vasiyetnamenin yapıldığı tarihte tasarruf ehliyetinin bulunduğu ... Kurumu raporundan anlaşılmış ise de; ancak, davaya konu vasiyetnamenin düzenlendiği tarih ile murisin ölüm tarihi arasında yaklaşık ... yıl gibi bir süre geçtiği gözönüne alındığında murisin bu süre için de tekrar kendi evine döndüğü manevi ikrah altında bulunmadığı sürede söz konusu vasiyetnameden dönme imkanı varken dönmemesi karşısında vasiyetnamenin ayakta bulunduğunun (favor testamenti ilkesi gereğince) kabulü gerekip davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir..Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.