MAHKEMESİ : İSKENDERUN 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 10/03/2015NUMARASI : 2014/415-2015/152Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların Hatay Aile Mahkemesi'nin 2010/153 Esas, 2010165 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, bu karar ile müşterek çocukları lehine iştirak nafakasına hükmedilmediğini; ancak, müşterek çocukların sağlık, eğitim, gıda, kıyafet gibi pek çok masrafı olduğunu ve müvekkili davacının bu giderleri tek başına karşılayacak ekonomik gücü bulunmadığını belirterek; müşterek çocuklar Ayza ve Yakup Ramin için ayrı ayrı 1000'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; müşterek çocuklarının giderlerini karşılamak üzere, davacıya, aylık 200'er TL ödemede bulunduğunu; fakat, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, mahkemece nafakaya hükmedilecek ise, bu miktarın aylık 200'er TL olarak belirlenmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuklar için ayrı ayrı 500'er TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı taraça temyiz edilmiştir.HMK. 324.maddesinde; “tarafların her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar, birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde, talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır” düzenlemesi yeralmaktadır.Taraflar, dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir.Somut olayda, yerel mahkemece, 09.12.2014 tarihli duruşmada davalı tarafa, dinletmek istedikleri tanıkları için toplam 74,00 TL masrafı yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş olup, bir sonraki celse ise davalının belirlenen gider avansını iki haftalık kesin süreden sonra yatırdığı gerekçesi ile davalının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa dosyada mevcut belgelerin incelenmesinde, delil avansının yatırılması ihtarını içerir duruşma zaptının davalıya 03.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davalının bu bedeli 07.01.2015 tarihinde PTT aracılığı ile yatırdığı ve bu miktarın 28.01.2015 tarihinde düzenlenen tahsilat belgesi ile mahkeme veznesine ulaştığı anlaşılmaktadır .Bununla birlikte yine taraflar hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırması neticesinde; davacı kadının Tercümanlık ve Tur Rehberliği işi yaptığı ancak sabit bir gelirinin bulunmadığı, aylık 800 TL kira bedeli ödediği belirlenmiş olup, davalı hakkında kolluk vasıtası ile yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasının ise, belirtilen adreste davalıyı tanıyan kimse bulunmadığı gerekçesi ile sonuçsuz kaldığı ve davalının gelirinin tespit edilemediği anlaşılmkatadır. İştirak nafakası belirlenirken; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü nafaka yükümlüsü ana ve babanın mali durumları gözetilmek suretiyle takdir edilmesi gerekir.O halde mahkemece, davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme ve savunma hakkına sahip olduğu gözetilerek davalının tanıklarının dinlenmesi ve davalının sosyal ve ekonomik durumunun ayrıntılı olarak araştırılıp gelir durumu saptanması sonucu, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.