MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 22/06/2011 tarih 2010/17625 Esas 2011/9834 Karar sayılı bozma ilamı üzerine mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, "davanın kısmen kabulü ile; 210.392,44 TL asıl alacak, 673.593,43 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 883.985,87 TL'nin asıl alacak üzerinden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalının müvekkili kuruluşa müracaat ederek abonelik yaptırdığını, ancak vadeleri gelmesine rağmen su ve atık su bedeli borcunu ödemediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 302.859,23 TL su ve atık su bedeli ile gecikme faizi ve gecikme faizine uygulanan KDV olmak üzere toplam 2.236.408,50 TL'nin 26.06.2003'ten itibaren davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece davanın kabulüne yönelik verilen ilk karar , dava konusu tüketim bedeline gecikme zammı uygulanamayacağı gerekçesiyle bozulmuş ; bozma ilamı sonrası dosyanın gönderildiği mahkemece bozma ilamına uyularak verilen davanın kısmen kabulüne yönelik karar ise Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 16.09.2010 Tarih ve 2010/2062 Esas 2010/11641 Karar sayılı ilamıyla onanmış ; davacının karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 22/06/2011 Tarih ve 2010/17625 Esas- 2011/9834 Karar sayılı ilamıyla; 6111 sayılı Kanun yönünden gerekli değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle bozma konusu yapılmıştır . Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.(HMK m. 326/1) Ancak, feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. (HMK 312/1)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesinde, "Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.'' hükmü düzenlenmiştir.Davalının yapılandırma kapsamında kabul edip ödediği (A001925, A670240, A211782 nolu aboneliklerden doğan ve 6111 sayılı Kanun kapsamında davalı tarafından ödemesi yapılan) miktar üzerinden de davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.