Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17422 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7530 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalılardan ...'dan harici sözleşme ile ... ili .... ilçesi, 2.Bölge tapunun .... ada .... parsel üzerinde kayıtlı binanın 4 nolu dairesini 1999 yılında 17.500,00 TL bedel ödeyerek satın aldığını; ...'ın, bu hususu, 25/03/2008 tarihinde düzenlediği taahhütname ve temlik belgesi ile kabul ettiğini; bu gayrimenkulü, davalılardan ... ve ...'ın, .... plakalı aracın satışı sırasında düzenlenmiş protokolle araç satışında takas olarak davalı ...'a sattıklarını; davalı ...'ın, diğer davalıların dairenin mülkiyetini devri ve temlik etmemiş olması sebebiyle, talep edebileceği tüm haklarını müvekkile devir ve temlik ettiğini; davalılardan ...'ın müvekkiline satışı yapılan taşınmazı ....Makine Sanayi ve Tic.Ltd. şirketinden satın aldığını, mülkiyet yönünden çıkan ihtilaf neticesinde, mülkiyetin bu davalı adına tescilinin mümkün olmadığını; sözleşmeye konu taşınmazın müvekkil adına tesciline karar verilmesini; bunun imkansız olması durumunda, dava konusu daire için 1999 yılında ödenmiş olan 17.500,00 TL bedel için aradan 10 yıl geçtiğini, bu süre içinde paranın alım gücünün ciddi şekilde değişikliğe uğradığını; bu nedenle, mahallinde keşif yapılarak tespit olunan rakamın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 17.500,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02/04/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de talep miktarını 100.000,00 TL'ye yükselterek, 100.000,00 TL'nin davalı ...'dan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılardan ... ve vekili; aralarında yasal bir temlik olmadığını, davacı ile ... arasındaki haricen yapılmış sözleşmenin müvekkilini bağlamadığını, davada taraf olma sıfatının bulunmadığını; müvekkilinin, davalılardan ...'a borcunun bulunmadığını, daire karşılığı araç aldığını, dairenin tapuda Türk Kızılayı Derneği ise şerhli olması nedeniyle tapunun devredilmediğini, ...'ın da aracını geri aldığını, sözleşmenin karşılıklı feshedildiğini, araca müvekkilinin 3 yıl bindiğini, davacının daire de 10 yılı aşkın süredir oturduğunu, gelir yönünden de kârlı olduğunu savunup; davanın reddini istemiştir.. Davalılardan ... vekili; davacı ile müvekkili arasında bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, davanın husumetten reddinin gerektiğini; zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin, diğer davalılardan ... ile yaptığı sözleşme ile dava konusu gayrimenkulü tapuda ... adına tescili karşılığında .... plakalı aracı takasla aldığını, taşınmaz hissedarlarından birinin hissesini Kızılay'a bağışladığının tespit edildiğini, bu nedenle sözleşmenin yerine getirilmesinin fiilen imkansız olduğunu ve sözleşmenin bu şekilde sona erdiğini; takas olarak alınan aracın ...'a iade edildiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı ...; söz konusu daireyi, diğer davalılardan aracıyla takas ederek aldığını; ancak, tapusunun verilmemesi üzerine aracını geri aldığını, kendisine tapunun verilmediğini; bu daireyi, 17.500,00 TL almak suretiyle davacıya sattığını; fakat, daireyi devredemediğini beyan etmiştir.Mahkemece; davalılardan ....arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olduğundan, sözleşmede kararlaştırılanların istenilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın tapusunun diğer davalıdan isteme hakkı bulunmadığı, davalı ...'ın, kendisinin hak sahibi olmadığı bir şeyi temlik yükümlerine göre bir başkasına devretmesinin mümkün olmadığını, geçersiz temlike dayalı olarak davalı ...'ın davalılar Hakan ve ...'dan bir hak yada alacak talep etmesinin mümkün olmadığı,bu nedenle davalılardan Hakan ve Maksut'un davada davalı sıfatı bulunmadığı; davalı ...'ın, davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği; davacının, davalı ...'a yapmış olduğu bu ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceği; davalı ...'ın, aralarındaki sözleşme tarihinde dava konusu daireyi devir yada temlik etmeye ilişkin herhangi bir şahsi hakkı bulunmadığından, davacının, sözleşmeye dayalı olarak kendisine devredilmeyen evin bedelini talep edemeyeceği; ancak, ödediği miktarı talep edebileceğinden bahisle; davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davada; geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin TBK.nun 77-82.maddeleri (BK'nun 61-66.maddeleri) gereğince iadesi talep edilmektedir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli(haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Taşınmazın devrine ilişkin, TMK'nun 705, BK'nun 213 (TBK'nun 237), Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanununun 60.maddeleri gereğince ve HGK'nun 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 E, 2000/1704 K.sayılı kararı ile taşınmazın devrine ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadıkça geçersizdir.Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir.Davacının 1999 yılında ödediği satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı alım gücü, çeşitli ekonomik etkenlerin(enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artış, maaş farkları v.s gibi) ortalamaları alınarak taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak belirlenmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.