Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17391 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21860 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSLAHİYE ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 19/06/2014NUMARASI : 2013/92-2014/362Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline 16.816,20 TL ceza tahakkuk ettirdiğini, cezanın herhangi bir dayanağının olmadığını, araziden 17.000,00 TL gelir elde edilemezken, 17.000,00 TL elektrik faturasının tahakkuk ettirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu belirterek; cezanın iptaline, gerçek borç miktarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalı şirketçe tahakkuk ettirilen 16.816,20 TL'nin tahakkukunun iptaline, davacının borcunun 7.219,42 TL olduğuna, fazlaya ilişkin borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gereklidir. Somut uyuşmazlıkta ise, davacı ile davalı arasında mesleki amaçlı tarımsal sulama aboneliği sözleşmesi bulunduğundan davacı tüketici değildir. Bu nedenle olayda 4077 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Hal böyle olunca; mahkemece, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken, yazılı şekilde Tüketici Mahkemesi sıfatıyla hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiş ve bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.