Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17360 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12003 - Esas Yıl 2010





Dava dilekçesinde, davalıların site yönetim kurulu üyesi sıfatlarının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü.Dava dilekçesinde; Ö... Sitesi Kat Malikleri Yönetim Kurulu üyesi olan davalıların 28.11.2007 tarihinde kabul edilen 5711 sayılı Kanun uyarınca 6 ay içerisinde ada yönetim planını hazırlayıp kat maliklerinin onayına sunmaları gerekirken bu görevlerini yapmadıkları ileri sürülerek davalıların yönetim kurulu üyesi sıfatlarının kalmadığının tespitine karar verilmesi istenilmiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmiştir.Davada; birden fazla parsel üzerinde kurulu bulunan sitenin yönetim kurulu üyesi olan davalıların bu sıfatlarının kalmadığının tespiti istenilmiştir.Dosyada mevcut tapu kaydı uyarınca davaya konu sitenin dava tarihinde 5711 sayılı Yasa'ya uygun biçimde toplu yapı sistemine geçmediği anlaşılmaktadır. 5711 sayılı Yasa ile birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan toplu yapılar Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamına dahil edilmiş ise de; yönetim planında gerekli değişiklikleri yaparak toplu yapı yönetimine geçmemiş olan yapılarda Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulama olanağı yoktur. Böyle olunca görev hususunun da Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre değil, genel hükümlere göre belirlenmesi gerekmektedir.Kural olarak da; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi ise istisna niteliğindedir. Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalar ile yasanın açık bir biçimde Sulh Hukuk Mahkemesini görevlendirmediği bütün davalar Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür.O halde; yukarıdaki açıklamalar uyarınca mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin olan bu husus gözetilmeksizin davanın esası hakkında hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZUL-MASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.