MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit ve istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı, yöneticisi olduğu .......rı ....... Apartmanı Yönetim Kurulu aleyhine ..... nolu aboneliğe ait sayacın davalı tarafından sökülerek, davacı adına 08.....1999-03.03.2009 tarihleri arasındaki dönem için 4830.-m3 karşılığı ....715,... TL tahakkuk ettirildiğini, davalının bu talebinin haksız olduğunu, ................ nolu sayacın genel kullanıma ait olmayıp, kalorifer kazanına bağlı olduğunu ve eksilen suyun tamamlanması amacı ile 08.....2009 tarihinde kullanıldığını, bu sayaç üzerinden su kullanımı olmadığından uzun süre bakım ve tahakkuk yapılmadığını beyan ederek davacının 2009/03 dönem için tahakkuk ettirilen ....715,... TL’lık su tüketim bedeli için davalıya borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş; daha sonra davacı 04.08.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın derdest olduğu sürede davalının 24.03.2010 tarihinde 05089 sayılı yazısı ile icra takibi yapılacağı, ....04.2010 tarihinde posta ile borçların teminat mahsubu ile abone sözleşmenin sonlandırılacağını bildirmesi üzerine ....04.2010 tarihinde dava derdest iken abonelin iptali ihtarı karşısında dava hakları saklı kaydı içeren dilekçe ile ödeme talebinde bulunarak davalıya ....656,94 TL ödediğini, bu ödeme miktarından sarfiyat tutarı olan 911,49 TL nin mahsubu ile fazladan ödediği ....745,45 TL nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacıya ait yerde kurum elemanlarınca yapılan kontrolde abonelikte takılı olan .../3Y-88991 nolu sayacın 4830.-m3 endekste takılı olduğunun, ancak sehven bilgisayar kayıtlarına girmediğinden faturalandırılmamış olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davacı adına ....458,57 TL su bedeli, 232,96 TL aylık bakım ücreti, ...,96 TL KDV farkı, ...,80 TL açma ücreti olmak üzere toplam ....715,... TL’lik fatura tahakkuk ettirildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur..Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile, dava konusu olan 03/2009 dönemi için tahakkuk ettirilen ....715,... TL lik faturanın yerinde olduğu ancak fatura nedeniyle fazla ödenen ....172,55 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Kararı, taraflar temyiz etmişlerdir. HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Somut olayda, mahkemece bilgisine başvurulan ilk bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ekraporda, davacı tarafın ....615,... TL borçlu olduğu açıklanmıştır. Mahkemece alınan ikinci bilirkişi raporunda ise, davacı tarafın ....736,... TL borçlu olduğu belirtilmiştir. İkinci bilirkişi raporu mahkemece benimsenerek hüküm kurulmuştur. İlk bilirkişinin düzenlediği rapor ile hükme dayanak yapılan ikinci bilirkişi raporu arasında çelişki bulunmaktadır. Çelişkili raporlara dayanılarak karar verilemez. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkte alınarak mahkemece ilk bilirkişinin düzenlediği rapor ile ikinci bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak giderilmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.