MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, velayeti kendisine bırakılan müşterek çocuk için daha önce hükmedilen 250 TL iştirak nafakasının küçüğün özel anaokuluna ve birtakım özel etkinlik kurslarına gitmesi, servis giderinin olması nedeniyle yetersiz kaldığını belirterek, ....200 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı cevabında; müşterek çocuğun ............. bünyesinde aylık bedeli 250 TL olan anaokuluna giderken davacı tarafından okulunun değiştirildiğini, özel anaokuluna kaydettirdiğini, servis ücretinin de davacının okul tercihi nedeniyle ortaya çıktığını, iştirak nafakasının ve artış oranının 2010 yılında protokol çerçevesinde belirlendiğini, gelirinde önemli bir artış olmadığını, davacı ile meslektaş olduklarını, gelir seviyelerinin çocuklarını özel okulda okutacak düzeyde olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 200 TL olan iştirak nafakasının 600 TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.TMK.nun 182/... maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda; tarafların 04.02.2010 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, iştirak nafakası miktarının 250 TL olarak belirlendiği ve her yıl enflasyon oranında artırılmasına karar verildiği, yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmalarında, davacının subay olduğu, maaşının ....900 TL civarında olduğu, 550 TL kira ödediği, davalının ise yüzbaşı olduğu, ....149,30 TL maaşı olduğu, 300TL kira ödediği anlaşılmıştır.Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut olayda, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve özellikle nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) tespit edilen gelir durumu ve davacının gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK'nun ....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.