Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1729 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19760 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, serbest hareket ettiğini, evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek davacı için 750 TL, müşterek çocuk ... için 750 TL ve müşterek çocuk ... için 500 TL toplam 2.000 TL tedbir nafakası talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı için 250 TL, müşterek çocuk ... için aylık 200 TL ve müşterek çocuk ... için aylık 150 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.TMK.nun 327/1. maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK 328/1). Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK 329/1).Somut olayda, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davacının emlakçıda çalıştığı, 425 TL kira ödediği, çocukları ile kaldığı; davalının kıdemli başçavuş olduğu, kendisine ait evde kaldığı, müşterek çocukların ise 1999 ve 2003 doğumlu ve öğrenci oldukları anlaşılmıştır.Bu kapsamda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, müşterek çocukların ihtiyaçlarına ve özellikle davalının gelirine göre, takdir edilen tedbir nafakası miktarı hak ve nesafete uygun olmayacak şekilde düşüktür. Tedbir nafakasının miktarının tayin edilmesinde davalının geliri ve tarafların birlikte yaşadıkları sırada davalının alıştırdığı geçim şartlarının dikkate alınması gerekir.Mahkemece; davacı tarafın geçimi ve bakımı için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, davacı eş ve çocuklar yönünden daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.