MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 14/04/2014NUMARASI : 2013/388-2014/442Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalının re'sen mesken abonesi yapıldığını, davalının maliki olduğu meskende kullanılan su bedelininin tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre; davalı adına borçlu olduğu iddia edilen tarihten itibaren sözleşme bulunmadığı ve fiili kullanımda bulunduğuna dair bir tutanağın da düzenlenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmişlerdir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin hukuki bir işlem bulunmaması karşısında, 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Hal böyle olunca, mahkemece; genel mahkemenin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde Tüketici Mahkemesi sıfatıyla işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.