Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17264 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11045 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SİLİVRİ AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/01/2014NUMARASI : 2012/98-2014/36Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının Silivri 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18.06.2009 tarih ve 2008/155 E. ve 2009/303 K.sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini yoksulluk nafakasının fahiş olup, müvekkilini ekonomik açıdan sıkıntıya soktuğunu, müvekkilinin bu rakamı ödeyemediğini, bu sebeple icra takibine maruz kaldığı belirterek, varolan yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yaşları dikkate alınarak öncelikle kaldırılmasını, mümkün olmadığı takdirde azaltılarak 500 TL olarak takdirini talep ve dava etmiştirDavalı cevap dilekçesinde; davacının ekonomik durumunun iyi, yaşam standartlarının yüksek olduğunu, kendisini nafaka alacaklarından mahrum bıraktığını, davacının çalışmakta olduğu şirketin köklü bir şirket olduğunu, ekonomik ve ticaret merkezlerinden olduğunu, kendisinin ev hanımı olduğu babasından şahsına intikal eden bir maaş veya gelirin bulunmadığını, nafaka alacaklarının davacı tarafından ödenmediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının takdiren 750,00 TL indirilmek suretiyle aylık 750.00 TL yoksulluk nafakası olarak kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Müteakip 176/4.maddesine göre ise; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir”. Aynı şekilde 331.madde uyarınca; “Durumun değişmesi halinde hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır”.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Somut olayda; davacının emekli olduğu, maaşının 1.232,60 TL olduğu; 15.02.2012 tarihi itibariyle ..... copy şirketinde çalıştığı ve 144.75 letonya leti aldığı malvarlığının ve üzerine kayıtlı aracının olmadığı, yönetim kurulu üyesi ve ortağı olduğu şirketlerin tasfiye halinde olduğu; davalının ise ev hanımı olduğu, geçiminin annesi tarafından sağlandığı tespit edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve davalının ekonomik durumu, nazara alındığında indirim miktarı, tarafların tespit edilen gelirleri ile mütenasip olmayacak şekilde fahiş olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik durumlarının yeniden değerlendirilerek yoksulluk nafakasının makul bir oranda indirilmesi yönünde karar vermek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.