Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17263 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10872 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : OSMANİYE AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 17/03/2014NUMARASI : 2013/909-2014/272Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma kararı ile davalı için 700,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk K.. A.. için aylık 300 TL ve yeni dünyaya gelen çocuk için 150,00 TL iştirak nafakası bağlandığını; müvekkilinin, babasına ait dükkanda çalıştığını, yeniden evlendiğini, çocuğunun olduğunu, kirada oturduğunu belirterek; davalı için bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına veya 150 TL'ye indirilmesine, müşterek çocuklar için takdir edilen nafakaların 100 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında; davayı kabul etmediklerini, davacının nafakaları düzenli ödemediğini, bu sebeple, müvekkilinin geçim sıkıntısı yaşadığını; davacının, işlettiği dükkanı eşinin üzerine kaydettirdiğini; ayrıca, üzerine kayıtlı olmayan malvarlıklarının olduğunu; müvekkilinin ise, babasının evinde kaldığını savunarak; davanın reddini dilemiştirMahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalı için takdir edilen 700 TL yoksulluk nafakasının 400 TL'ye düşürülmesine; müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasının kaldırılmasına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık konusu, davalı ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen nafakanın kaldırılması veya indirilmesinin gerekip gerekmediği hususundadır.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Müteakip 176/4.maddesine göre ise; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir”. Aynı şekilde 331.madde uyarınca; “Durumun değişmesi halinde hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır”.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Somut olayda; kolluk araştırmasına göre, davacının çalışmadığı, eşi (gayri resmi) ve çocukları ile birlikte kirada oturduğu, malvarlığının olmadığı, geçiminin eşi tarafından sağlandığı tespit edilmiş; davalının ise, ev hanımı olduğu, babası ve çocukları ile birlikte yaşadığı, malvarlığının olmadığı tespit edilmiştir. Yine taraflar arasındaki boşanma davasında; davacı kocanın ayakkabı dükkanı işlettiği, gelirinin 1.500 TL olduğunun tespit edilmesi üzerine davalı lehine 700 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği; ayrıca, davalı tarafından dava dosyasına sunulan haciz tutanağından, 06.01.2012 tarihli vergi levhasından işyerinin Y.. U.. (gayri resmi eşi) adına kayıtlı olduğu, yine tanık beyanlarından ise, davacının çalıştığı ayakkabı dükkanının gayriresmi eşi (birlikte yaşadığı kişi) üzerine kayıtlı olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki durum muvacehesinde, mahkemece; davacının, ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken; boşanma kararının üzerinden çok kısa bir sürenin geçtiği, davacının ekonomik durumunda boşanma davası sonrası kayda değer ve onu yoksulluğa düşürecek bir değişikliğin olmadığı hususu dikkate alınmaksızın; eksik araştırma ve inceleme sonucu, yoksulluk nafakasının fahiş oranda indirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece, yapılacak iş; tarafların ekonomik durumlarının teferruatlı olarak araştırıldıktan sonra, sonucu dairesinde karar vermek olmalıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.