Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17250 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9176 - Esas Yıl 2015





Taraflar arasındaki nafakanın artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; 2008 yılında anlaşmalı boşanma ile müşterek çocuk lehine tespit edilen 250TL iştirak nafakasının, müşterek çocuğun büyümesi, Meslek Lisesi son sınıf öğrencisi olması, ihtiyaçlarının artması sebebiyle yetersiz kaldığını belirterek 500TL' ye artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, 2008 yılında belirlenen nafakanın davalının gelir durumuna göre oldukça yüksek olduğunu, müşterek çocuğun ergin olmasına 6 ay kala davanın açıldığını, davalının yeniden evlendiği, ihtiyaçlarının arttığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir.Türk Medeni Kanunu'nun 331. maddesinde ise; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." düzenlemesine yer verilmiştir.Dosyanın incelenmesinde; davacı annenin ev hanımı olduğu, davalı babanın ise serbest işlerde çalıştığı yaptırılan ekonomik durum araştırmasında tespit edilmişse de, Çine İlçe Emniyet Müdürlüğü 08.03.2014 tarihli tutanağında davalının Aydın ili Karpuzlu ilçesinde içkili restaurant işlettiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.29.04.2009 tarihinde kesinleşen anlaşmalı boşanma ilamıyla müşterek çocuk için 250 TL iştirak nafakasına karar verildiği, bu davanın 21.06.2013 tarihinde açıldığı, aradan 4 yıllık bir sürenin geçtiği, bu zaman zarfında müşterek çocuğun ihtiyaçlarında artış olduğu ve bu artan ihtiyaçların da taraflarca karşılanması gerektiği tartışmasızdır.Öyle ise, mahkemece; bu hususlar dikkate alınarak, davalı babanın ekonomik sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırılıp, müşterek çocuğun ihtiyaçlarında meydana gelen artış, tarafların ekonomik sosyal durumları, halen ödenen nafaka miktarı nazara alınarak, TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek; nafakanın, uygun bir miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.