Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17204 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13996 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA 14. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 09/06/2014NUMARASI : 2014/2175-2014/17Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davacının seyahat amaçlı yurt dışına geziye gittiğini, Arnavutluk'a iner inmez cep telefonuna davalı şirket tarafından günde 9,90 TL'ye yurt içindeki konuşma, sms ve internet paket ile aynı şartlarda yurtdışında da kullanım yapabileceğine ilişkin mesaj geldiğini, söz konusu mesajın ayrı ayrı bütün balkan ülkelerinde tekrarlandığını, ancak indirimli paketin sadece Arnavutluk için geçerli olduğu halde bu konuda davalı şirket tarafından herhangi bir uyarı gelmediğini, davacının konuşmaya devam etmesi ve indirimli paketin diğer ülkelerde uygulanmaması nedeniyle normalden çok yüksek olarak 1.898,40 TL miktarında fatura tanzim edildiğini, davalı tarafından davacı aleyhine Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10020 Esas sayılı takip dosyasıyla 2.289,07 TL'lik alacak için icra takibi başlatıldığını, faturaya yönelik davacı tarafından yapılan başvuru üzerine Selçuklu Tüketici Hakem Heyetinin 22/11/2013 tarihli kararıyla faturanın iptaline karar verildiğini, hakem heyeti kararının davalı şirket tarafından uygulanmaması nedeniyle faturanın iptali için dava açıldığını, Konya Tüketici Mahkemesinin 2013/496 Esas- 2014/285 Karar sayılı dosyasıyla yapılan yargılama neticesinde, faturanın iptaline ve yeni fatura düzenlenmesine karar verildiğini, Tüketici Mahkemesi tarafından verilen kararın kesinleştiğini ve kesin delil teşkil ettiğini, bu karar davalıya tebliğ edilmesine rağmen yerine getirilmediğini, takipten vazgeçmediğini, hakkı olmayan parayı tahsil etmek istediğini, davacının aracına haciz koydurduğunu, satış işlemlerine başladığını belirterek davacının borçlu olmadığının tespitine, Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10020 Esas sayılı takip dosyasının durdurulmasına, alacağın %20 oranında davacının zararının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa tebligat çıkarılmadığı, dosya üzerinden karar verildiği görülmektedir.Mahkemece; 6502 sayılı yasanın uygulanmasından kaynaklanan ve dava tarihi olan 2014 yılı itibariyle 3.000,00 TL'den az olan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulmadan mahkemede dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; davalı telekomünikasyon şirketi tarafından davacı aleyhine Eylül 2012 dönemine ait 30/09/2012 fatura tarihli 17/10/2012 son ödeme tarihli 1.898,40 TL, 17/12/2012 son ödeme tarihli 70,20 TL ve 17/01/2013 son ödeme tarihli 1,10 TL bedelli faturalara ilişkin olmak üzere toplam 1.969,70 TL miktarında fatura alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik, borcu olmadığının tespiti ve icra takibinin durdurulması istemine ilişkindir.Dosyanın incelenmesinde; davalı şirket tarafından davacı aleyhine Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10020 Esas sayılı takip dosyasıyla davaya konu Eylül 2012 dönemine ait 30/09/2012 fatura tarihli 17/10/2012 son ödeme tarihli 1.898,40 TL miktarında fatura ile diğer iki son ödeme tarihi 17/12/2012 olan 70,20 TL miktarında ve son ödeme tarihi 17/01/2013 olan 1,10 TL miktarında fatura alacakları dayanak yapılarak işlemiş faiz ve matbu evrak masrafı ile birlikte toplam 2.289,07 TL alacak üzerinden 09/07/2013 tarihinde icra takibi başlatıldığı görülmektedir. Davacı tarafından davaya konu olan faturalardan 30/09/2012 fatura tarihli, 17/10/2012 son ödemeli 1.898,40 TL bedelli faturanın hatalı olması nedeniyle 25/04/2013 tarihinde Selçuklu Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapıldığı, inceleme sonucunda 2013/498490 numaralı 22/11/2013 tarihli karar ile ayıplı hizmet söz konusu olup, faturanın ödenmiş olması halinde tüketiciye iadesine, ödenmemiş ise faturanın iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.Daha sonra; davacı tarafından Konya Tüketici Mahkemesinin 2013/496 Esas- 2014/285 Karar sayılı dosyasıyla davaya konu Eylül 2012 dönemine ait 1.898,40 TL miktarında faturanın iptali ve gönderilen mesajlara uygun indirimli yeni fatura düzenlenmesine yönelik dava açıldığı, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davalı şirketin tüketiciyi bilgilendirmediği, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davaya konu Eylül 2012 fatura dönemli 1.898,40 TL belli faturanın iptaline, 25,00 TL genç avantaj, 79,20 TL herşey dahil pasaport, 39,00 TL internet paketi olmak üzere toplam 143,20 TL(KDV ve ÖİV dahil) üzerinden yeni fatura düzenlenmesine kesin olarak karar verilmiştir.6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 68/1.maddesine göre; “Değeri iki bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin Türk Lirası ile üç bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz.” Yasanın 70/5. maddesine göre; “Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir.”. Aynı yasanın 73/1. maddesine göre ise “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.Göreve ilişkin yukarıda yer verilen kanun hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucu, 6502 Sayılı Kanun kapsamında bulunan bir uyuşmazlıkta, asıl olan tüketici mahkemesinin görevli olmasıdır. Tüketici Hakem Heyetine zorunlu olarak başvuruyu düzenleyen kanun hükmü, uyuşmazlığın değeri bakımından bir sınırlamayı içermektedir. Bunun anlamı, Tüketici Hakem Heyetinin görev alanının dar, tersine tüketici mahkemelerinin görev alanının ise daha geniş olduğudur. Göreve ilişkin bir belirsizlik ve tereddüt halinde, istisnai kanun hükümlerinin dar yorumlanması gerektiğine ilişkin hukukun genel ilkesi uyarınca, tüketici lehine ve Tüketici Hakem Heyetinin görevinin sınırlı olduğu gözetilerek, tüketici mahkemesinin görevli olduğunu kabul etmek gerekir.Dava konusu edilen ve icra takibine konu faturalardan Eylül 2012 dönemine ait 1.898,40 TL tutarındaki fatura için davalı tarafından Ankara 17. İcra Müdürlüğündeki 2013/10020 E. sayılı takip dosyasındaki takip öncesinde (takip tarihi 09.07.2013 ) Selçuklu TSHH ne başvurmak suretiyle (25.04.2013 tarih) 22.11.2013 tarihli karar ile bu faturanın iptaline karar verildiği halde icra takibine devam edilmesi üzerine aynı fatura için Konya Tüketici Mahkemesinde 06.05.2013 tarihinde 2013/496 E. sayılı dosyasında iptal talepli olarak dava açtığı ve 05.03.2014 tarihli 2014/285 K. sayılı olarak Eylül 2012 dönemine ait bu faturanın iptali ile 143.20 TL bedelli olarak yeni fatura düzenlenmesine kararı verildiği, bu kararlara rağmen davacının aynı faturaya dayalı olarak başlattığı takibin devamında ısrar etmesi üzerine İİK.'nun 72.maddesine dayalı olarak temyize konu olan menfi tespit davası açmak zorunda kalmıştır. Bu davanın bakılıp görülmesinde davacının hukuki yararı bulunduğu gibi 6502 Sayılı kanunun 68/1.maddesinde 3.000,00 TL altındaki uyuşmazlıklarda TSHH'ne başvuru zorunluluğu bulunmakta ise de, davacı Eylül 2012 dönemine ait olan fatura için Selçuklu TSHH 'ne 25.04.2013 tarihinde yaptığı başvurusuna 22.11.2013 tarihinde 2013/498490-5855 sayılı karar verilmiş, bu karar dava dosyasına da ibraz edildiği halde, davacı tarafından TSHH kararı sonrasında açılan bir dava bulunmakla işin esasına girilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden (dava öncesinde TSHH'ne yapılmış bir başvuru bulunmadığından) reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.