MAHKEMESİ : ANKARA 9. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2009NUMARASI : 2009/342-2009/920Dava dilekçesinde 29.07.1977 tarihinde tahsildar kefaleti adı altında ödenen 3000 TL'nin emekli olması nedeniyle güncel değerinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, 29.07.1977 tarihinde davalı ASKİ Genel Müdürlüğünde işe girişi sırasında “tahsildar kefaleti” adı altında makbuz karşılığında yatırılan 3000 TL.nin 15.04.2004 tarihinde emekli olmasına rağmen iade edilmediği ileri sürülerek bu miktarın denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsili talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, davacının emekli olduğu tarihten itibaren bir yıl olan zamanaşımı süresi içerisinde dava açmadığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yanlar arasındaki uyuşmazlığın, sözleşmeden kaynaklandığı sabittir. Hemen belirtmek gerekir ki; taraflar arasında sözleşme bulunduğuna göre, 7.6.1936 gün ve 1936/31 E.-1939/47 K. sayılı Y.İ. B.K.na göre, Borçlar Kanununun 61. ve 66. maddelerindeki zamanaşımı değil, aynı kanunun 125. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Bu nedenle mahkemece, 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu yönündeki gerekçe isabetli değildir.Ayrıca hukuken geçersiz sözleşmelerin haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiyesine ilişkin olan bu tür davalarda, HGK.nun 11.6.2003 tarih ve 2003/13-414 E ve 2003/410 K. sayılı kararında benimsemiş olduğu çözüm yönteminin de açıklanmasında yarar vardır.Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.Bu güne kadar uygulanan kurallara göre geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır. Bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır. Aksi takdirde kısmi iade durumu oluşacak, iade dışındaki zenginleşme iade borçlusu yedinde haksız zenginleşme olarak kalacak, iade borçlularının iadede direnmelerine neden olacaktır. O halde, mahkemece davanın süresinde açıldığının kabulü ile yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda 1977 yılında yapılan ödemenin çeşitli etkenler nedeniyle (azalan alım gücü, enflasyon, fiyat endeksleri, altın ve döviz kurları, memur maaş ücretleri ile faiz oranlarındaki artışlar vs gibi) ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücü uzman bilirkişi marifetiyle hesaplatılmalı, sonucuna göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin anlaşılması halinde belirlenen miktar hüküm altına alınmalı aksi halde ise davanın görev yönünden reddine karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.