İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2014NUMARASI : 2012/280-2014/957Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi - ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş olup, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ( karşı davacı ) tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 03.11.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. F.. M.. geldi. Karşı taraf davalı E.. G.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında boşanma davasının derdest olduğunu, evlilik süresince müvekkilinin davalının fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, en son 06.04.2010 tarihinde davalı tarafından darp edilince çocuğuyla birlikte gece yarısı evden hiçbirşey almadan ayrıldığını, taraflarca kiralanan banka kasasında bulunan ve onun dışında kalan ziynet eşyalarının tümünün davalı tarafça alındığını ve davacıya verilmediğini belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedeli 20.000 TL'nin (ıslah ile 72.454 TL) davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; davacının üzerinde taşıdığı haricindeki ziynetlerin değerinin yüksek olması nedeniyle banka kasasında muhafaza edildiğini, davalıya haber verilmeden kasadaki ziynetlerin tümünün davacı tarafından Urfa'ya giderken götürüldüğünü, taraflar arasındaki en büyük kavganın da bu nedenle olduğunu, diğerlerini de planlı şekilde ağabeyi ile yatak odasına girip aldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Karşı davasında ise; düğünde müvekkiline takılan 35 Cumhuriyet altını, 20 adet yarım altın ve 70 adet çeyrek altının aynen iadesine, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiştir.Mahkemece; davacının 06.04.2010 tarihinde müşterek çocukla birlikte gece yarısı üzerindeki giysilerle evden ayrılmak zorunda kaldığı, kendisine ait hiçbir eşyayı alma imkanı olmadığı, taraflarca kiralanan kasada bulunan ziynet eşyalarının tümünün davalı tarafından davacının rızası dışında alındığı ve davacıya verilmediği kanaatine varıldığı, bilirkişi raporunda davacının 2. beyanında belirttiği ziynetlerin 35 Cumhuriyet altını, 20 adet yarım altın, 70 adet çeyrek altının aynen, olmadığı takdirde 38.000 TL'nin davalıdan tahsiline, karşı davanın ise kanıtlanamadığından reddine karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmektedirler.Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davacıya ait ziynet eşyalarının tümü, dosya kapsamından anlaşıldığı ve mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davalı tarafta kalmıştır.Mahkemece; davacının talebi konusunda yanılgıya düşülerek 35 adet cumhuriyet altını, 20 adet yarım altın ile 70 adet çeyrek altına ilişkin hüküm kurulmuştur. Oysa, davacının bu ziynetlere yönelik talebi mevcut olmayıp, bu talepler karşı dava dilekçesinde yer alan, karşı davacının talep ettiği ziynetlere ilişkindir. Davacı vekili ise; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan sonra 02.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu "bilirkişi raporunda CD ve resimlerde takılan takıların tutarı olarak bildirilen" 72.452.56 TL'ye yükseltmiştir.Bu durumda mahkemece, ıslah ile artırılan bu miktar esas alınarak hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Ayrıca, davacı vekili dava dilekçesinde ziynet alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, mahkemece ziynet bedeli hakkında karar verilmiş, faiz talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemiştir.Mahkemenin, hüküm fıkrasında asıl ve yardımcı taleplerden herbiri hakkında karar vermesi gerekir. Buna rağmen, mahkemenin asıl ve yardımcı taleplerden biri hakkında (unutma nedeniyle) olumlu veya olumsuz hiçbir karar verilmemiş olması mümkündür.Bu halde; hakkında karar verilmemiş olan talep zımnen reddedilmiş sayılmaz. Çünkü, bu talep hakkında olumlu olumsuz bir karar yoktur. O halde, yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü, mahkemece; talep edilen faiz yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, HMK 297/2. maddesi gözardı edilerek bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. HMK.'nun 326.(HUMK 417) maddesi hükmüne göre; kanunda belirtilen ayrık haller dışında kural olarak, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi halinde yargılama giderlerinin ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinin dava edilenin (müddeabihin) değerine ve davada haklılık oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekir. Davadaki haklılık oranı dava edilenin bir bölümüne göre değil, tamamına göre belirlenir.Kabule göre de, somut olayda; dava kısmen kabul edildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine, reddedilen kısım üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri nazara alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.