MAHKEMESİ : KAYSERİ 5. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 28/04/2015NUMARASI : 2015/118-2015/301Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; tarafların 2009 yılında boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocuk Enes lehine aylık 225 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, 2012 yılında yapılan artışla iştirak nafakasının aylık 325 TL'ye yükseltildiğini, müşterek çocuğun özel okulda eğitim gördüğünü, servis, kırtasiye, giyim vb. masrafları bulunduğunu, davacının kafeteryada işçi olduğunu, davalının ise astsubay olarak görev yaptığını belirterek, aylık 325 TL'lik iştirak nafakasının aylık 650 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; yeniden evlendiğini, üç çocuğu bulunduğunu, maaşından her ay 1.175 TL'nin nafaka ve aleyhine hükmedilen cezalar için kesildiğini, geriye kalan 2.500 TL ile hayatını devam ettirmeye çalıştığını, davacının SGK kayıtlarına göre aylık gelirinin 2.130 TL'ye tekabül ettiğini, müşterek çocuğun özel okulda okuması nedeniyle özel okul devlet katkı payından faydalandığını, okul ücretinin 3.500 TL'sinin devlet tarafından karşılandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile;aylık 325 TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 50 TL'lik artış ile aylık 375 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk Enes'in 2004 doğumlu olup özel okulda 5.sınıfta eğitim gördüğü; davacı annenin baro kafeteryasında çalışıp aylık 1000 TL geliri olduğu ve kendisine ait evde oğlu ile yaşadığı; davalının ise, astsubay olup aylık 3.685,38 TL geliri bulunduğu, yeniden evlendiği ve eşi ve bir çocuğu ile yaşadığı, üzerine kayıtlı iki adet dairesi ve bir aracı bulunduğu anlaşılmaktadır.Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır.O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.