Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : GEBZE 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 20/04/2015NUMARASI : 2014/1594-2015/559Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının boşandıklarını, boşanma ilamında davalı kadın ve müşterek 3 çocuk için ayrı ayrı 250'şer TL nafaka toplamı 1.000 TL nafakaya karar verildiğini, davacının ekonomik durumunun bozulduğunu belirterek, nafakaların kaldırılmasını, olmadığında toplam 350 TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı cevabında; davacının maddi durumunun iyi olduğunu, davacının nikahsız başka bir kadınla yaşadığını, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılma talebinin reddine, yoksulluk nafakasının 250 TL'den 100 TL'ye indirilmesine, müşterek çocuklar için hükmedilen 250'şer TL iştirak nafakasının 200'er TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.Taraflar arasında görülen boşanma dava dosyası incelendiğinde; 18.10.2010 tarihli "Protokole" dayalı anlaşmalı boşanma olduğu, davacı Mesut'un duruşmada imzalı beyanı ile protokol gereğince 250 TL yoksulluk nafakası ve müşterek 3 çocuk için 250'şer TL iştirak nafakası olmak üzere toplam 1.000 TL nafakayı ödemeyi kabul ettiği, dosya kapsamına göre davacının kuaför dükkanı işlettiği, mahkemece; davalı kadın ve müşterek 3 çocuk için 250'şer TL olmak üzere toplam 1.000 TL nafakaya karar verildiği, hükmün 02.03.2011 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 15.12.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, olmadığında indirilmesi talep edilmiştir.TMK'nun 176/4.maddesinde; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir" hükmü ve TMK'nun 330/1.maddesinde; "Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir" hükmü gereğince mahkeme kararı ile yoksulluk ve iştirak nafakası artırılabilir veya azaltılabilir.Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda davalı kadının ev hanımı olduğu, müşterek çocukların ise 2001, 2007 ve 2009 doğumlu oldukları, henüz reşit olmadıkları, davacının ise kuaför dükkanını kapatıp, radyo programcısı olduğu, 1.200 TL geliri bulunduğu açıklanmıştır.Davacının serbest iradesi ile imzaladığı 18.10.2010 tarihli boşanma protokolü gereğince ödemeyi kabul ettiği nafaka miktarının belirlenmesinden sonra davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olmadığı gibi öngörülemeyen bir halinde yaşanmadığı anlaşıldığına göre, sözleşmeye bağlılık ilkesi ve sözleşmelerin devamlılığı kuralı gereğince, ayrıca aradan geçen zaman süreci de dikkate alındığında yoksulluk ve iştirak nafakasının azaltılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.