Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17016 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9537 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İZMİR 15. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 03/03/2015NUMARASI : 2014/751-2015/140Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında velayeti müvekkiline verilmiş olan küçük Ece için hüküm altına alınmış olan iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek; iştirak nafakalarının 100 TL’den 350 TL’ye artırılmasını talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; inşaat işlerinde çalıştığını, aylık 1.000 TL geliri olduğunu, bu nedenle nafakanın 150 TL’ye artırılmasını istemiştir.Mahkemece; nafakanın yetersiz kaldığı değerlendirilerek günün ekonomik koşullarına göre yıllık ÜFE ortalaması gözönüne alınarak hakkaniyet ölçüsü gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, iştirak nafakasının 150 TL'ye artırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü,330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü,331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir.Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Buna göre, nafaka takdirinde; çocuğun yaşça büyümesi nedeniyle artan ihtiyaçları ile ana ve babanın mali durumlarındaki değişiklik araştırılıp, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmelidir.Somut olayda; artırılması istenilen nafakanın 12.11.2013 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile 27.12.2011 tarihinde kararlaştırıldığı, iş bu davanın açıldığı 22.10.2014 tarihinde ise çocuk Ece’nin ana sınıfı öğrencisi olduğu, aradan geçen yaklaşık 3 yıllık sürede büyüyen çocuğun eğitim ve öğrenim koşullarının değişmesi nedeniyle ihtiyaçlarının arttığı açıktır.Buna göre, mahkemece; velayeti anneye bırakılmış olan çocuğun ihtiyaçlarını azami ölçüde karşılayacak, davalının geliri ile de orantılı olacak şekilde daha uygun nafakalara hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka takdir edilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.