Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17014 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14889 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE ... (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde davalının müvekkiline karşı açtığı boşanma davasının reddedildiğini, davalının eşini eve almadığını ileri sürerek 500.-TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davacı yararına 150.-TL tedbir nafakası takdir edilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir.Somut olayda boşanma davası reddedildikten sonra davalının davacıyı eve kabul etmediği, davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu, davacının ev hanımı olduğu, babaevinde kaldığı, davalının ise orman işletme müdürlüğünde memur olduğu, lojmanda kaldığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, davacının geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun ....maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken az miktarda tedbir nafakası takdir edilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.