Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16998 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13845 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE ... MAHKEMESİTaraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde davacının çır çır ve yağ fabrikası işletmeciliği yaptığını, elektrik abonesi olduğunu, kaçak elektrik kullanıldığı belirtilerek tutanak tutulduğunu, davacının menfi tespit davası da açtığını, iki ayrı ek tahakkuk faturası tebliğ edildiğini, davacının bir borcunun olmadığını, ....140,72 TL davacı tarafından ödendiğini belirterek ....929,92 TL bedelin ödeme tarihinden ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince temyiz edilen bu karar ;"...Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ... ....Asliye ... Mahkemesi’nin 2006/377 Esas-2010/1023 Karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporundaki tespite göre hesaplama yapılmıştır. Ne var ki, bu dosyada verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece, ... ....Asliye ... Mahkemesi’nin 2006/377 Esas-2010/1023 Karar sayılı dosyasının HMK'nun 165.maddesi uyarınca bekletici mesele yapılarak, karar kesinleştikten sonra konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir..." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak bozma kararına uyan mahkemenin bu kararın içeriğine uygun işlem yapması zorunludur; bu aynı zamanda lehine bozma yapılan taraf yararına doğan bir kazanılmış haktır. Bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir. Somut olayda; mahkeme bozma kararına uyduğu halde gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir.Mahkemece uyulan bozma ilamında belirtildiği gibi menfi tespit davası bekletici mesele yapıldığı halde, uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmaksızın elektrik mühendisi bir bilirkişinin hazırladığı rapor benimsenerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de, işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir. Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifeti ile daha önce sunulan raporlardaki çelişkileri de giderecek biçimde rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, bozma kararının gereği yerine getirilmeksizin en son sunulan ve bir bilirkişi tarafından hazırlanan rapora itibar edilerek yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.