Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16985 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10051 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 06/03/2014NUMARASI : 2012/694-2014/137Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, dava dilekçesi ile; çocuğun özel okulda okuduğunu, davalı babanın giderleri ödemediğini belirterek; aylık 5.000.00.- TL iştirak nafakası ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .Mahkemece; çocuk yararına, aylık 5.000.00.- TL iştirak nafakası takdir edilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir .TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken anne ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, anne-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların evlenmediği, davalı babanın çocuğu tanıdığı, çocuğun 18/01/1998 tarihinde doğduğu, Ö.. A.. Lisesinde okuduğu; davalının, dişçilik malzemeleri imalatçısı olduğu, 2.000.00.- TL geliri olduğu, kira ödemediği, aracı olduğu, bekar olduğu, başka çocuğunun bulunmadığı; davacının ise, çalışmadığı, kira ödemediği, bekar olduğu, başka çocuğunun bulunmadığı; yargılama boyunca davacı tarafından davalı babanın gelirini sakladığının, kendi dairesini ağabeyinin damadına devrettiğinin, gelirini de akrabalarına ait kuyumculuk malzemeleri üreten işyerine aktardığının iddia edildiği, bu konuda bilirkişi incelemesi yapıldığı, annenin geliri ile ilgili olarak da ayrıntılı bilgi içermeyen araştırma yazısı ile yetinildiği tespit edilmiştir. Mahkemece, tarafların ekonomik sosyal durumları, düzenli gelirleri ve sabit giderleri ayrıntılı olarak araştırılmadan, bu konudaki belirsizlik aydınlatılmadan hüküm oluşturulduğu anlaşılmaktadır .Yukarıda açıklanan nedenlerle; davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) ve davacı annenin gelir durumu nazara alındığında; belirlenen iştirak nafakası miktarı fazladır. Mahkemece; TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun, tarafların ayrıntılı olarak araştırılacak gelir durumlarına göre; daha uygun bir iştirak nafakası miktarı takdir edilmek üzere, kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.