Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1695 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9636 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 20.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 05/02/2014NUMARASI : 2013/208-2014/29Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, davalı elektrik abonesi olan müvekkilinin aylık ortalama elektrik tüketimi bedelinin 100.000,00 TL-110.000,00 TL civarında olmasına rağmen Aralık 2012 dönemi için 159.882,09 TL fatura tanzim edildiği, bu miktarın fahiş olup, elektrik tüketiminde artış olmadığını, dolayısıyla 31/12/2012 tarihli faturanın 35.724,69 TL'lik tüketim bedeline ilişkin kısmının fazla olması nedeniyle iptalinin gerektiği belirtilerek, faturanın fazla kısmının iptali ile bu bedelin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; elektrik dağıtımını yapan ve sayacı okuyanın...olduğunu, faturanın ..ve ..'nin tespitleri sonucunda davalı tarafından tanzim edildiğini, dolayısıyla davalıya husumetin yöneltilemeyeceği, dava konusu alacağın bir sonraki faturadan mahsup edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HUMK.nun 417. ve HMK.nun ise 326.maddelerinde, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği açıklanmıştır. Davada iki taraftan her birinin kısmen haklı çıkması halinde, mahkemece, yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı belirtilmiştir.HUMK.nun 423/6. ve HMK.nun 323.maddesinde vekâlet ücretinin de yargılama giderlerine dâhil olduğu vurgulanmıştır.Somut olaya gelince, taraflar arasında işyeri elektrik abonelik sözleşmesi imzalanmış olup, davalı tarafından tanzim olunan 2012/12 dönemine ait faturanın yüksek olması üzerine davacı tarafından bu fatura miktarına itiraz edilmiş, bilahare fazla tahakkuk edilen bu bedelin hatalı olduğunun anlaşılması üzerine yargılama sırasında bu bedelin tenzili cihetine gidilmiş ve dava konusuz kalmıştır. Bu bağlamda, davalı, davacı tarafından tüketilen elektrik faturalarını tanzim ve tahsil eden tedarikçi olduğundan, eldeki davaya konu yersiz tahakkuk edilen faturadan da sorumlu olacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, HMK.nın 326. (HUMK 417) maddesi uyarınca yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebep olan davalı tarafın sorumlu olduğu, davada vekille temsil edilen davacı lehine vekâlet ücreti takdiri gerektiği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.