MAHKEMESİ : ORDU 2. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/10/2013NUMARASI : 2011/861-2013/925Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, elektrik kullanım bedeli alacağına istinaden davalı borçlu aleyhine Ordu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2011/5418 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve 14/09/2011 tarihinde takibin durduğunu belirterek; davalı borçlu ile T.. Ordu Elektrik Dağıtım Müessesesi arasında yapılan 19/04/2004 tarihli sözleşme kapsamında ticari abonelik tesis edilmiş ve davalı borçlunun elektrik kullanmaya başlamış olduğunu, davalı borçlunun en son 2009/09 ve 2009/10 dönemlerinde tahakkuk eden ve en son ödemesi 16/10/2009 tarihi olan elektrik kullanım bedellerini ödemediğini, bu alacağın tahsili amacıyla aleyhine icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine itirazın haksız ve yersiz olduğunu; bu nedenle, Ordu 2.İcra Müdürlüğü'nün 2011/5418 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptal edilerek, takibin devamı ile asıl alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekillerinin, cevap dilekçesinde; davacının, Ordu 2.İcra Müdürlüğünün 2011/5418 Esas sayılı takibini başlattığını; anılan takipte, dönemi, tarihi belirsiz elektrik tüketim faturası açıklamasıyla, toplamda 3.110,51-TL talep edildiğini; takip dayanağının açıklayıcı olmadığı gibi alacak iddiasını ispata yarayan herhangi bir belge de tebliğ edilmediğini, takibin itirazları üzerine durduğunu, toplam miktar üzerinden faiz istenmesinin ayrıca, yasal faiz yerine %15 faiz talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; davalının iddia edilen döneme ilişkin borcu olmadığını, muhtemelen aynı adreste daha önce aboneliği bulunan sayaçla ilgili tahsil edilemeyen borcun tahsil edilmeye çalışıldığını; bu nedenle, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile davacının % 40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kabulüne, Ordu 2. İcra Müdürlüğünün 2011/5418 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, asıl alacak olan 2.905,05 TL nin %20'si olan 581,01 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava; davalıya ait işyerinde, .....nolu elektrik aboneliğine ait 2009/9 ve 2009/10 dönemlerine ait faturaların ödenmediği iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda, davacı Kurum ile davalının, 19.2.2004 tarihinde “Elektrik Aboneleri İçin Kapama ve Açma Sözleşmesi” imzalandığı, davacı tarafın 2009/09 ve 2009/10 dönemlerinde tahakkuk ettiği iddia edilen elektrik borcuna yönelik olarak talepte bulunduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, tahakkuk ettirilen borcun ilgili mevzuata uygun olduğu, rakamsal bedellerin aritmetik değerinin muhasebeci bilirkişi tarafından teyidinin yapılması gerektiğinin ifade edildiği anlaşılmıştır.Buna göre; mahkemece, öncelikle abone sözleşmesinin aslı veya denetime açık okunaklı tasdikli sureti getirtilmeli, dosyanın önceki bilirkişi dışında bilirkişiye verilerek, tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, bilimsel veri ve yönetmelik hükümlerine uygun, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak dava konusu elektrik borcunun dönemi ve kapsamı belirlendikten sonra; faturalara yansıtılan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelinin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği hususu da gözetilerek; davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekmektedir. Eksik inceleme ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi; ayrıca, hükümde; takip talebi çerçevesinde, faizin niteliği belirtilmeyerek, infazda tereddüte neden olabilecek şekilde hüküm kurulması, taraflara yüklenen hak ve borçların açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtilmesi kuralına aykırı olduğundan; doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.