MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/11/2013NUMARASI : 2011/165-2013/463Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesi ile; İ.................Makamının oluruna istinaden yapılan idari denetim sonucunda düzenlenen raporda, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi için .............. kadro standardının yanlış uygulanması sonucunda, ............. olan davalıya fazla ödeme yapıldığını, diğer davalıların da bu ödemeyi gerçekleştiren harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi olduğunu, bu kapsamda her üç davalının bu fazla ödemeden sorumlu bulunduklarını iddia ederek, toplam 16.442,20 TL kamu zararının ödeme tarihlerinden itibaren işlemeye başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yatak kapasitesinin 530 olduğunu, deprem güçlendirmesinden kaynaklı olarak yapılan tadilat sebebi ile yatak kapasitesinin geçici olarak düşürüldüğünü ve geçici olan bu durumun kadro sayısını etkilemeyeceğini, döner sermaye ödeme payı belirlenirken, fiilen çalışan başhekim yardımcısı sayısının dikkate alınması gerektiğini, Bakanlıkça 13.04.2009 tarihine kadar hastane başhekim kadro sayısının 7, ..............Polikliniği'nin hastaneye bağlanması ile birlikte ise bu sayının 8 olduğunu, oysa raporda 6 başhekim yardımcısı üzerinden eksik hesap yapıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne, 16.442,20 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; zenginleşen ister iyiniyetli, ister kötüniyetli olsun, kendisinden iade talep edilmeden önce temerrüde düşmüş sayılması olanaklı değildir. Sebepsiz zenginleşmede gecikme faizi yürümesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Diğer bir değişle; iade borcu para borcu şeklindeyse iade talebinde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyecektir. BK'nun 101.maddesi (TBK md.117) gereğince "muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur" denilmektedir.Somut olayda; davacı tarafından davalıdan ihtarname ile tebliğden itibaren 1 ay içerisinde iade talebinde bulunulmuş, davalı ise bu ihtarnameyi 25.01.2011 tarihinde tebliğ almıştır. O halde mahkemece; iade için davalıya verilen sürenin son günü olan 25.02.2011 tarihinde davalının temerrüde düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faizin tahsiline karar verilmesi gerekirken ödeme tarihlerinden tahsiline karar verilmesi doğru değilse de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasında yazılı bulunan " 16.442,20 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin silinerek yerine "16.442,20TL'nin temerrüt tarihi olan 26.02.2011 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline" cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.