Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16899 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20763 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KORKUTELİ ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 03/04/2014NUMARASI : 2013/589-2014/314Taraflar arasındaki Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş; mahkemece verilen ek karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmesi üzerine, davacı vekili asıl hükümle birlikte red kararını temyiz etmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili mahkememize vermiş olduğu dilekçesi ile; davalının, müvekkili kurumun ............... no.lu tarımsal sulama elektrik abonesi olduğu, davalının söz konusu elektrik abonesine mahsus olarak davacı şirket tarafından düzenlenen ihbarnamede 2250 kw elektrik kullandığının belirtildiği, ancak yapılan tahakkukun 4146,96 kw bedeli karşılığı yapıldığı, fazladan tahsil edilen 1896 kw karşılı bedelin iadesi istemiyle hakem heyetine müracaat ettiğini, hakem heyetince tüketicinin talebinin kabulüne karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Korkuteli Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 21.10.2013 tarihli 2013/622 sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; davacıya kullandığı elektrik dışında fazladan para ödemek gibi bir taahhüdünün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, Tüketici Mahkemesi sıfatı ile yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 1.maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde; “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3.maddesinde; “Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan kanunun 3/d maddesinde; “Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda, davacı dağıtım şirketi (satıcı) ile davalı (abone) arasında mesleki amaçlı tarımsal sulama aboneliği sözleşmesi bulunmaktadır. Buna göre, mesleki amaçla hizmetten yararlanan davalının, yukarıda açıklandığı üzere tüketici olmadığı, dolayısıyla olayda 4077 sayılı kanun hükümleri yerine genel hükümlerin uygulanacağı ortadadır. Buna bağlı olarak, ihtilafa tüketici hakem heyetinin bakma yetkisi ve görevi bulunmamaktadır. Buna karşın, 4077 sayılı kanunun 22/5.maddesi uyarınca, tüketici hakem heyeti kararlarına karşı ancak tüketici mahkemeleri nezdinde itiraz olunabileceğinden, mahkemece davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yerindedir. Bu durumda, mahkemece; 4077 sayılı kanun kapsamı içerisinde yer almayan davalı abonenin başvurusu üzerine, yetkili ve görevli bulunmayan tüketici hakem heyeti tarafından verilen kararın iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile esasa girilerek kesin hüküm oluşturacak şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.