Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16892 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20856 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İPSALA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2014NUMARASI : 2014/20-2014/119Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin ........... müşteri no.lu tarımsal sulama abonesi olduğu, aboneliğe tüketim miktarına göre tahakkuk ettirilen faturada hizmet bedeli karşılığı olmayan "K/K bedeli" adı altında 2.417,53TL kayıp kaçak bedeli alındığını, bunun bir hizmet bedeli karşılığı olmadığı, kötü niyetli diğer kullanıcıların kaçak kullanımı ve tedarikçi elektrik dağıtım firmasının ağır ihmal ve kusurları ile alt yapısının eksikliklerinden kaynaklanan kayıp ve kaçak tüketimlerini bedeli karşılığı olarak bunun dürüst aboneye yansıtılmasının kabul edilemeyeceğini iddia ederek müvekkilinden haksız olarak alınan toplam 2.417,53TL kayıp kaçak bedelinin ödeme tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak işlemiş faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tanımlanan tüketici sıfatını taşımadığını, davacıdan bu güne kadar tahsil edilen kayıp kaçak bedeli veya aktif enerji bedellerinin yasaya uygun bulunduğunu, bu ücretlerin alınmasının bir zorunluluk olduğunu, aksi taktirde Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından yaptırımlara uğrayabileceklerini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacı şirket tarafından abonelerden kayıp-kaçak bedelinin tahsilinin yönetmelikler ve EPDK kararlarına dayandığı, mevzuatın yürürlükte olduğu sürece kayıp-kaçak bedelinin tahsilinin yasal olduğu, ayrıca fatura bedelinin belirlenmesine yönelik tarifelerin EPDK tarafından belirlendiği davacı şirketin EPDK tarafından belirlenen tarifeleri uygulamakla yükümlü olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyize konu uyuşmazlık; davalının abonelerinden kayıp-kaçak, ve sayaç okuma bedeli isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davalının davacıdan tahsil ettiği bu bedelleri davacı aboneye iade etmek zorunda olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir. Davalının elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiş olup, sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmemiştir.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli adı altında bir bedel tahsil etmiştir.Tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanılan elektrik bedellerinin ödeme yapan abonelerden tahsili yoluna gidilmesi hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.Diğer taraftan elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir.Bununla birlikte abonenin faturalara yansıtılan kayıp-kaçak, ve sayaç okuma bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (HGK 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar)Hal böyle olunca, mahkemece; bu ilkeler gözetilerek davaya konu bedellerin abonelerden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.