Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1689 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16811 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SİLİFKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/05/2013NUMARASI : 2012/335-2013/462 Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davalıya ait elektrik telinin fırtınada koparak davacıya ait 2 adet seranın naylonlarını yırtması sonucu seradaki çileklerin soğuktan zarar gördüğünü, 2012/10 D.İş dosyası ile yaptırılan delil tespitinde zararın 13.921,68 TL olduğunun belirlendiğini, bu nedenle 13.921,68 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; delil tespitindeki belirlemelerin hiçbirisine katılmadıklarını, yokluklarında yapılan zarar tespitinin hükme esas alınamayacağını, olayın mücbir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmadan kendilerine kusur izafe edelemeyeceği, delil tespiti dosyasında bilirkişinin fırtına ve olumsuz hava koşullarından dolayı telin koptuğunu" belirttiğini, davanın haksız olduğunu savunmuştur. Mahkemece; davalının bakım yükümlülüğünü yerine getirmeyerek meydana gelen olayda kusurlu olduğu ve tespit dosyasında zararın hesaplandığı anlaşıldığından yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 6100 sayılı HMK'nun 266.maddesine göre; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yapılması, taraflarca öne sürülen itirazların da yine bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerekir. Davalı tarafça açıkça veya örtülü olarak kabul edilmiş olmadıkça çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda davacı tarafça tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez. Bu gibi hallerde mahkemece ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılması zorunludur. Somut olaya gelince; mahkemece ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, davacı tarafından Silifke 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/10 D.İş sayılı dosyasında yaptırılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporları benimsenerek ve yeniden rapor alınmasına gerek olmadığı yönünde yukarıda yazılı gerekçe açıklanmak suretiyle hüküm verilmiştir. Ne varki, davalı delil tespiti dosyasında 28.03.2012 tarihli dilekçe ve mahkemede verdiği cevap dilekçesi ile davacı tarafın delil tespiti ve bilirkişilerin hazırladığı raporları kabul etmediğini belirterek, tespit raporlarına açıkça itiraz etmiştir. Davacı tarafça tek taraflı yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen raporlara itiraz edildiğinden, zarara neyin sebep olduğunu ve zarar miktarının belirlenmesi için ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmadan itiraz edilen tespit bilirkişi raporları benimsenmek suretiyle hüküm verilemez.(HGK'nun 2010/7-450-461 sayılı ve 06.10.2010 tarihli kararı). Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuksal olgu dikkate alındığında, mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmelidir. Mahkemece, böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.