Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16884 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10331 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 12. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 24/03/2015NUMARASI : 2014/1002-2015/202Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde, davalı ile Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesinin 2006/330 Esas 2007/737 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Melisa'nın velayetinin tarafına verildiğini, o dönemde 200 TL iştirak nafakası bağlandığını, mahkeme tarafından hükmedilen nafakanın yeterli gelmemesi üzerine Ümraniye 2. Aile Mahkemesi'nin 2011/38 Esas 2012/775 Karar sayılı ilamı ile nafaka miktarının 300 TL'ye çıkarıldığını, günün ekonomik koşulları ve müşterek çocuğun artan ihtiyaçları karşısında çok düşük olduğunu, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamadığını, bu sebeple nafakanın 700 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir. Davalı, 02/02/2015 tarihinde Radapar makine isimli iş yerinde SGK'lı olarak işe başladığını, asgari ücretle çalıştığını, miras yoluyla hissedar olduğu gayrimenkulden aylık 500 TL kira aldığını, aylık 700 TL kira ödediğini, şu an nafakayı artırma gücünün bulunmadığını, açılan davanın reddini, nafakanın aylık 300 TL'den 200 TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk lehine takdir edilen 300 TL nafakanın 200 TL daha artırılarak dava tarihinden itibaren aylık 500 TL iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.TMK.'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; müşterek çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.( TMK. nun 330/1. maddesi ). Somut olayda, davacının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, annesinin evinde yaşadığı; davalının işçi olduğu, aylık 1.200,00 TL gelirinin bulunduğu, aylık 500,00 TL kira gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır.Buna göre mahkemece, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile tarafların tespit edilen ve gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına göre nafaka yükümlüsü davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.