Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16860 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13674 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA 5. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2012/1110-2013/1459Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait .......... yolu ............. Kavşağı ........... sokak no:........ Ankara adresindeki taşınmazın imar uygulaması sonrasında davalıların paydaş olduğu Ankara ili ............ ilçesi ........... mahallesi .......... ada......... parselde kaldığını; taşınmazla ilgili olarak açılan ortaklığın giderilmesi davasının Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/182 Esas sayılı dosyası ile işlem gördüğünü, verilen satış kararı gereğince Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2009/42 D.iş sayılı dosyası ile satıldığını, bedelin aralarında davalıların da bulunduğu paydaşlara payları oranında ödendiğini; tamamı parsel içerisinde kalan ve müvekkiline ait olan yapı muhtesatının toplam değere oranının %1.345 olarak belirlenmesine karşın, müvekkilinin hissedar olmaması nedeniyle tevzi tablosuna dahil edilmediğini ve sonuçta davalılar lehine sebepsiz zenginleşmenin meydana geldiğini; paydaşlardan M. A. ’ın hissesine düşen meblağı ödediğini, vefat eden F. M. S. mirasçıları belirlenemediği için davaya dahil edilmediğini beyanla toplam 25.300,00 TL’nin dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan T.. V.. vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin kamu yararına faaliyet gösteren vakıf olduğunu, dava konusu taşınmazın İzale-i Şuyu davası sonucunda satıldığını, müvekkili yönünden sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını belirterek, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan S.. A.., cevap dilekçesinde; sebepsiz bir zenginleşmenin söz konusu olmadığını, açılan davanın yersiz ve haksız olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılardan E.. A.., cevap dilekçesinde; davacının, gecekondusu konusunda izinlerinin olmadığını, arsada hakkı, tapusu veya payının olmadığını, açılan davanın yersiz olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalılardan E.. A.., S.. A.., D. C. O. vekili, cevap dilekçesinde; talebin davacıya ait taşınmazın satış değerini olumlu etkilemesi halinde haklı olacağını, kaldı ki 06.04.2009 tarihli bilirkişi raporunda katkı oranının %0.0052 olarak belirtildiğini, talebin haklı olduğu kabul edilse bile bu oran doğrultusunda istemde bulunması gerektiğini savunarak, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/182 sayılı dosyası, Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2009/42 D.iş sayılı dosyası ve Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1 sayılı satış dosyası getirtilmiş, taşınmaz üzerinde davacıya ait muhdesatın olduğu; ancak, malik olmaması nedeniyle bedelinin paydaşlara dağıtıldığı, kesinleşen karar ile oranlamanın yapıldığı, oranın kesin olduğu, satış bedeli içinde muhdesat bedelinin olduğu, davacının sebepsiz zenginleşme oranına göre talepte bulunmasının mümkün olduğu gerekçesiyle; bir kısım davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne, Davalı S. B. aleyhine açılan davanın takip edilmediği anlaşıldığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı H. M. Ş. 'in dava tarihinden önce vefat etmiş olduğu anlaşıldığından, ölü kişi adına dava açılamayacağı gerekçesiyle hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ......... vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.818 sayılı BK.nun 61-66.maddeleri (6098 sayılı TBK.'nun 77-82.maddeleri) gereğince, sebepsiz zenginleşme; ortaklığın giderilmesi yoluyla satışın yapıldığı ve bina dahil satış bedelinin ödendiği tarihte gerçekleşir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle hükmedilecek miktar, bina ve muhtesatın satış tarihinde taşınmazın değerinde meydana getirdiği artış oranında olmalıdır.Dosyada mevcut bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacıya ait taşınmazın dava konusu taşınmaz değerini nasıl etkilediğinin belirlenmesi mümkün olmadığı gibi, konunun uzmanlık alanı içerisinde olmadığını belirtmiş; ancak, muhdesat değerinin paydaşlara yansıtılmasında, dava tarihindeki arz ve muhdesat değeri toplamı ile tüm taşınmaz değeri nazara alınarak ve oranlama yapılmak suretiyle belirlenen meblağ doğrultusunda davacının davalılardan talep edebileceği meblağ belirlenmiş, mahkemece söz konusu rapor doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir. Oysa ki; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama hatalı ve eksiktir.Davacı, davalıların müşterek taşınmazına yapmış olduğu muhdesatların ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararı uyarınca satılması nedenine dayanarak davalıların haksız iktisabının tahsilini istemektedir. Ortaklığın giderilmesi kararı sonucu yapılan ihale tarihinde taşınmazın davacı tarafından yapıldığı kabul edilen muhtesatlarla birlikteki gerçek değeri muhtesatlar dikkate alınmaksızın taşınmazın çıplak gerçek sürüm değeri uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile belirlenmeli, bu şekilde elde edilecek değerler arasında bir fark meydana geldiğinde bunlar birbirine oranlanmalı, bu oran ihale yapılan satış bedeline uygulanarak davacının muhtesatlar için yaptığı ihale bedeline yansıma miktarı bulunmalı, bulunacak bu miktardan davalıların paylarına isabet eden miktarlara hükmedilmelidir. Yok eğer muhdesatın yapılmış olması haliyle, yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark olmadığının anlaşılması durumunda ise giderlerin satış bedeline etkisinin olmadığı, dolayısıyla davalıların bu giderlerin yapılması nedeniyle bir sebepsiz zenginleşmesinin bulunmadığı gerekçesiyle, dava reddedilmelidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.