MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 05/07/2013NUMARASI : 2012/217-2013/177Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalı kurumun, müvekkili firmadan nisan 2011 tarihinden itibaren düzenlenen 15/04/2011, 18/05/2011, 15/06/2011, 18/08/2011, 19/09/2011, 17/10/2011, 17/11/2011, 15/12/2011, 17/01/2011, 18/02/2012 ve 15/03/2012 tarihli faturalar ile %15 oranında haksız olarak kayıp kaçak bedeli adı altında toplam 26.576,74 TL para tahsil ettiğini; taraflar arasında düzenlenen abonelik sözleşmesinde müvekkilinden kayıp kaçak bedeli tahsil edileceğine dair hüküm bulunmadığını; kaçak elektrik kullanımın engellenmesinin elektrik dağıtım şirketinin görev ve sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle gerçekleşmesinde müvekkilinin herhangi bir kusur, sorumluluk ve ihmali bulunmayan hukuk dışı davranışın bedelinin müvekkilinden tahsil edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kayıp kaçak bedeli olarak müvekkilinden tahsil edilen toplam 26.576,74 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu kayıp kaçak bedelinin elektrik piyasası kanunu, elektrik piyasası tarifeler yönetmeliği, elektrik piyasası, perakende satış hizmet geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkındaki tebliğ gereğince tahakkuk ettirildiğini, bu konuda enerji piyasası düzenleme kurumunun yetkili olduğunu; kurul kararına karşı açılacak davaların ise, Danıştay da görülmesi gerektiğinden davanın görev yönünden reddi gerektiğini, abonelere yapılan ödeme bildirimlerinin elektrik piyasası tarifeler yönetmeliği hükümleri çerçevesinden EPDK'nın kararı ile onaylanarak yürürlüğe giren tarifelere göre oluşturulduğunu; bu nedenle, davacıya yapılan tahakkuk işleminde bir usulsüzlük sözkonusu olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; dava konusu edilen kayıp kaçak bedeli elektrik piyasası kanunu, elektrik piyasası tarifeler yönetmeliği, elektrik piyasası perakende satış geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkındaki tebliğ gereğince tahakkuk ettirildiğinden bu konuda enerji piyasası düzenleme kurumunun yetkili olduğu; EPDK'nın 12.maddesine göre, idare para cezaları dahil kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı açılacak iptal davalarının ilk derece mahkemesi olarak Danıştay da görülmesi gerektiği gerekçesi davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Davacı, sözleşmeye dayanılarak kullandığı elektrik bedeli karşılığı tahakkuk ettirilen kayıp kaçak kullanım bedelinin istirdadını talep etmektedir. Dava, EPDK kararının iptali davası olmayıp, haksız olarak ödendiği iddia edilen bedellerin istirdadı istemine ilişkindir.Dava, sözleşmenin tarafı olan davalı aleyhine, yine bu sözleşmeye dayanılarak açıldığından mahkemenin görevli olduğu kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, mahkemece, davanın esasına yönelik hüküm kurulması gerekirken, yersiz gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.