Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16792 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13900 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı dilekçesinde; davalı ile Çeşme Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/69-63 E.K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocukları Tuğçe'nin velayetinin kendisine verildiğini, nafakaya hükmedilmediğini, boşanmadan sonra şartların değiştiğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını belirterek, müşterek çocuk lehine aylık 600 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı dilekçesinde; boşanma davasındaki anlaşma protokolü gereği davacının nafaka isteyemeyeceğini, davacının nafaka talebinden protokol gereği ileriye dönük olarak vazgeçtiğini, asgari ücretle çalıştığını, talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davacının boşanma sırasında ileriye dönük nafaka talebinde bulunmayacağını taahhüt etmesi ve boşanma davasından sonra tarafların ekonomik durumlarının değiştiğine dair somut delil elde edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır (TMK nun 327/1. maddesi).Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK 328/1. maddesi).Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerlerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.nun 329/1. maddesi).Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur (TMK.nun 330/1. maddesi).TMK.nun 182/2. maddesine göre boşanma veya ayrılık vukuunda velayet kendisine verilmeyen eş, küçük çocuğun bakım ve eğitim giderlerine ”gücü” oranında katılmak zorundadır. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, tarafların iradesine tabi kılınmamıştır. Dolayısıyla boşanma davası sırasında annenin velayeti altında bulunan küçüğün menfaatine aykırı olarak ve henüz tahakkuk etmemiş (doğmamış bir alacaktan) iştirak nafakasından feragati geçersizdir. Feragate ilişkin beyanı, küçüğün ergin olacağı tarihe kadar sürecek olan nafakayı kapsamaz. İştirak nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma ile iştirak nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir. Buna göre, velayet hakkı kendisine verilen taraf her zaman için karşı taraftan iştirak nafakası talep edebilecektir.O halde mahkemece; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, küçüğün yaş, eğitim ve bakım giderleri dikkate alınarak "hakkaniyet" ölçüsünde nafaka takdir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.