Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16776 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7100 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalıların aynı miras bırakanın müşterek mirasçıları olduğunu, müvekkilinin babasının işlerini devraldığını, boş ve çorak arazileri tarıma elverişli hale getirerek üzerine çeşitli meyve ve narenciye ağaçları diktiğini, sulama kuyuları açtığını, özel damlama sistemi kurduğunu ve üzerine iki adet yapı inşa ettiğini, belirterek mirasa konu araziler üzerindeki muhtesatların bedellerinin ve değer artışlarının müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemiştir Mahkemece; tarafların anne ve babalarının vefat etmesi nedeni ile tarafların eşit oranda taşınmazlarda hak sahibi oldukları, taşınmazlardaki hisse sayısının 8 olması gerektiği zira tarafların 8 kardeş oldukları bu çerçevede davacının devam eden izaleyi suyu davasında da mükerrer tahsilatı engellemek için 42.105 TL'den kendi hissesine düşen miktar düşüldükten sonra 36.842 TL'yi davalılardan talep edebileceği anlaşıldığından davanın kabulü ile, 8.000,00 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine; davacının fazlaya ilişkin talebinin saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. TMK'nun 640.maddesi uyarınca; mirasbırakanın ölümü ile miras, mirasçılara geçmekte ve miras üzerinde de iştirak halinde mülkiyet hükümleri cereyan etmeye başlamaktadır. Bu mülkiyet rejiminde mirasın bütünü mirasçıların tamamına ait olmakla tüm haklardan oluşan tereke üzerinde iştirak halinde ortaklık devam ettiği sürece mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf hakları bulunmamaktadır.Tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri suretiyle veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir.Muhtesat aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin davada taraf olmaları zorunludur. (7. Hukuk Dairesi 12.10.2010 gün ve 2010/3811 E.- 2010/5719 K.) Dava konusu olayda; ... ve diğer davalılar tarafından, ... 1. SHM.'nin 2001/372 Esas sayılı dosyasında, M.... aleyhine muristen kalan ve davaya konu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı; yapılan yargılama sırasında davacı tarafından mülkiyet iddiasında bulunulması üzerine muhtesatların aidiyeti davası açılmak üzere davacıya süre verilmesi üzerine bu dava açılmıştır. Tarafların annesi (murisin eşi) Rabia Ayşe Tokuş'un veraset ilamında mirasçı ve ortaklığın giderilmesi davasında davalı olduğu, nüfus kayıt örneğine göre sağ olmasına rağmen iş bu davada adıgeçen mirasçının davaya dahil edilmediği; yine yargılama sırasında mirasçılardan Birsen Negiş'in vefat ettiği ve mirasçılarının davaya dahil edilmeden hüküm tesis edildiği dosya içeriği ile anlaşılmaktadır.Dosya içeriğinden; davada taraf teşkilinin oluşup oluşmadığı belli değildir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekir. Taraf teşkilinin oluşup oluşmadığı belirlenmeden eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemez.Mahkemece, davada taraf olabilme yeteneğinin dava şartlarından olduğu düşünülerek, murisin eşi ....'un ve ....'in mirasçılarının davada taraf olarak yer almaları sağlanmalı, yargılamaya geldiklerinde davaya karşı diyecekleri, delilleri sorulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken, eksik ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.